Ülkemizde ve Dünyada Spor Travmatolojisi

 

 


        Sportif aktiviteler sırasında oluşan travmalar, genelde iskelet sisteminde, kemik, yumuşak doku ve iç organları içermektedir. Bunlar, direkt veya endirekt mekanizmalarla meydana gelmekte ve değişik sporlarda değişik şekillerde kendisini göstermektedir

Dr. E. Nichols’un, amerikan futbolunda en çok görülen spor yaralanmalarını yayınlamasıyla spor travmatolojisinde gelişmeler dikkat çekmeye başlamış ve 1970’li yılların sonlarında artroskopi tedavide önemli bir yer almıştır.

 

Sportif aktiviteler sırasında oluşan travmalar, genelde iskelet sisteminde, kemik, yumuşak doku ve iç organları içermektedir. Bunlar, direkt veya endirekt mekanizmalarla meydana gelmekte ve değişik sporlarda değişik şekillerde kendisini göstermektedir.

 

Sportif hayatta, cinsiyet, antropolojik oluşum ve yaş gurubu önemli özellikler taşımaktadır. "Kadın, erkek", "çocukluk çağı, orta ve ileri yaş" guruplarında uygulanan spor çeşitleri farklılıklar göstermekte ve bu nedenle değişik yaralanma şekilleriyle ortaya çıkmaktadır.

 

Bu arada özürlülerde "spor" önemli bir uygulama alanı bulmuş olup farklı travma şekilleriyle karşımıza çıkmaktadır. Her branşta olimpik yarışlar olduğu gibi, özürlüler olimpiyatlarıda spor travmatolojisindeki gelişmelere önemli katkılarda bulunmaktadır.

 

Müsabaka sporları ve zevk için yapılan sporlar arasında dikkatin yönlendirilmesi bakımından önemli farklar vardır.Müsabakalar sırasında oluşan hırs birikimi travmanın enerjisiyle doğru orantıdadır. Bu sırada meydana gelen yaralanmalar genelde dikkatin kontrol dışı kalmasından oluşmaktadır.

 

Sporcuların eğitimlerinde otokontrol ve konsantrasyon prensiplerinin iyi bir şekilde anlatılmasının önemi çok büyüktür.

 

Sporcu sağlığında, koruyucu hekimlik ve tedavi edici gurup farklı düzeylerde, ancak birbirleriyle bağlantılı olarak görev yapmak zorundadır.

 

Spor travmatolojisi, bu konumda multidisipliner çalışarak, sportif hareket sırasında oluşan yaralanmanın tedavisinde hangi disiplinin konuya hakim olacağını belirlemek görevini üstlenmiştir.

 

Amerika Birleşik Devletlerinde bu konu "American Board of Medical Specialties" (ABMS) şemsiyesi altında değerlendirilmektedir. ABMS, 39 ihtisas dalını ve 72 ihtisas alt gurubunu kontrol etmekte ve kredilendirmektedir. Spor travmatolojisi, ABD'de "American Orthopedic Society for Sports Medicine" içinde yer almakta, uluslararası kurs ve kongreler düzenleyerek eğitime ve araştırmaya devam etmektedir.

 

Avrupa'da ise, 1993 yılında kurulan "European Federation of Orthopaedic National Association for Sports Traumatology" (E.F.O.S.T) gurubu konuya farklı bir yönden bakarak, tüm ulusal düzeydeki Spor Travmatolojisi derneklerini birleştirmek amacını gütmüş ve ulusal ortopedi derneklerine bağlı olan çalışma sistemini ortaya koymuştur.

 

Türkiye, Avusturya, Almanya, İsviçre, Fransa, İngiltere, İtalya, İspanya,Portekiz, İsveç, Belçika, Bulgaristan, Yunanistan, Polonya ile birlikte bu federasyonda 1994 yılından beri ulusal ortopedi derneğimizin bir şubesi olan "Ortopedide Spor Travmatolojisi Gurubu" adı altında aktif üye konumunda yer almaktadır.

 

Türkiye, EFOST’ta Mayıs 1998’den itibaren; “Vice-President”, Haziran 2001 yılından itibaren ise iki yıl süreyle “President” görevine seçimle getirilmiştir. Bu karar EFOST yönetim kurulunun Ocak 1998 de Heidelberg’te yapmış olduğu toplantı sonucunda oy birliğiyle alınmış ve ülkemizi Türkiye Spor Travmatoloji Derneği Başkanı Dr.M.N.Doral temsil etmiştir. EFOST’ta başkanlık görevini üstlenen Prof.Dr.Mahmut Nedim Doral’ın ayrıca Dünya Spor Yaralanmaları ve Artroskopi Derneği (ISAKOS) yönetim kurulu üyeliğine seçilmiş olması ülkemiz adına memnuniyet verici ikinci bir olay olarak izlenmektedir.

 

Türkiye Spor Yaralanmaları Artroskopi ve Diz Cerrahisi Derneği 1987 yılından beri çalışmalarını, ESKA (European Society of Knee Surgery and Arthroscopy 1981-82) ile paralel götürmeye başlamış, daha sonra 1992 yılında bu dernek ESSKA (European Society of Sports Traumatology Knee Surgery and Arthroscopy) adını almış ve halen çalışmalarına bu isim altında devam etmektedir. Dr.V.Lök ve Dr.A.Sebik ülkemizi ESSKA’da temsil etmektedirler.

 

Dr.M.L.Baydar, Dr.H. Pınar, Dr.Ö.A.Atay ise ESSKA’nın 1997 yılı “Travelling Fellows” ödülünü almaya hak kazanmışlardır.

 

Epidemiyolojik ve sosyo-ekonomik yönden, sportif aktivite sırasında görülen yumuşak doku yaralanmaları daha çok kontak sporları içermektedir. Örneğin, Avusturalya'dan yapılan yayınlarda "whiplash injuries" önemli bir referans unsuru olmaktadır, haliyle bu tür yaralanmaların sportif aktivite şekli ve düzeyiyle ilgili olduğu kolayalıkla görülmektedir.İngiltere'den yapılan çalışmalarda, tenisçi dirseğinin spor travmatolojisinde tüm populasyonun % 1-3 ünü teşkil ettiğini ve bu oranın genelde 40-60 yaşlar arasında görüldüğü dikkat çekmektedir. Tenisçi dirseği nedenleri arasında, yaklaşık 30a yakın literatür bulgusu vardır. Aktif tenis oynayanların %40-50sinde bu problem görülmekte, ancak dikkat çeken önemli nokta: profesyonel tenisçilerde bu oran % 5 oranına kadar düşmektedir.Spor travmatolojisinde eğitim, koruyucu ve tedavi hekimliğin bir parçası olarak kendini belli etmektedir. Hangi tür spor, hangi ülkede daha çok uygulanıyorsa, konunun araştırma, geliştirme, koruyucu ve tedavi edici yönleri o yönde ilerlemekte ve uluslararası platformda kaynakça teşkil etmektedir.

 

Genelde yumuşak doku yaralanmalarındaki önemli faktörler şematik olarak aşağıda belirtilmiştir:

 

Sportif aktivite sırasında oluşan travma, iyileşme ile sonuçlanabilir, ancak bunun tam tersi, yaralanma sonrası hareket kaybı daha sonra fonksiyon yetmezliği, iyileşmede gecikme, spora zamanından erken dönüş ve sakatlıkların devamı ve spor hayatının sonlanması gibi durumlar her sporcunun korkulu rüyasıdır.

 

Sportif travmaya maruz kalan dokular şu şekilde sıralanmaktadır:

 

Bağlar % 38.4, Kas dokusu % 13.8, Tendonlar % 18.9, Kıkırdak doku % 6.8, Kemik doku % 7.2, Bursalar % 6.5 ve diğerleri %8.3

 

Sportif travmaya maruz kalan bölgeler ise sırasıyla şunlardır:

 

Diz eklemi % 32.9, Ayak bileği % 16.3, Kalça ve Kasık bölgesi % 6.0, Omuz eklemi % 6.1, Ayak % 4.7, Uyluk bölgesi % 4.8, Vertebra % 4.85, Dirsek eklemi % 3.9, El bileği-el % 3.2, Diğerleri % 10.4....

 

Örneğin, Almanya'da, spor travmatolojisi konusunda rugby en önemli yeri almakta, onu basketbol (9.2), voleybol (3.1), squash (2.9), buz "hockey'i" (1.9), judo-karate (1.7), futbol (1.5), dağ kayağı (1.2) ve atletizm (1.1) izlemektedir.

 

Konuya sosyo-ekonomik yönden baktığımızda; dünyada, spor yaralanmalarının tedavisindeki harcama alanları, sistem ve organizasyonla ilgili olarak belirlen-mekte ve istatistiksel verilere göre her yıl yeni stratejiler oluşturulmaktadır.

 

İsviçre'de, 1990-1993 yılları arasında yapılan bir araştırmada spor yaralanmaları trafik kazalarından üç kez, daha çok görülmekte olduğu yayınlanmıştır.

 

Bu konuda yapılan harcamaların her yıl arttığını düşünecek olursak, alınması lazım gelen önlemler kısa sürede belirlenmeli, standardize edilmeli ve dünyada ortak bir şekilde uygulanmalıdır.

 

Bu konuya paralel olarak, hukuki çalışmalar ve yaptırımlar ayrı bir araştırma çerçevesi içinde gelişmeler kaydetmektedir.

 

Ülkemizde, konunun bilimsel olarak araştırılması ve bir bilim dalı olarak ileriye yönelik geliştirme olanaklarının sağlanması gerekmektedir. Burada, üniversite ve derneklere önemli görevler düşmektedir.

 

Bu spektrum çerçevesinde spor travmatolojisi "Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı" bünyesinde bir alt gurup olarak işlev görmekte ve Spor Hekimliği Genel Cerrahi, İç Hastalıkları, Pediatri, Fizik Tedavi, Fizyoterapi, Aile Hekimliği guruplarıyla bağlantılı olarak çalışmaktadır.

 

Geçtiğimiz aylarda Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesinde Spor Hekimliği Anabilim Dalı kurulmuş olup Cerrahi Bilimler’e bağlı olarak Kentucky Üniversitesi Tıp Fakültesi ile ortak çalışmaların hazırlıklarına başlanmıştır.

 

Prof. Dr. MAHMUT NEDİM DORAL

HÜTF Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi,

HÜTF Spor Hekimliği Anabilim Dalı Başkanı

 

 

Spor Travmalarında Görülen Bağ ve Yumuşak Doku Yaralanmaları
Eklemler, birbirlerine komşu kemiklerin kıkırdak yüzeyleri tarafından oluşturulur. Karşılıklı kemik uçları kapsül tarafından birleştirilir, iç yüzeyi sinovya ile örtülüdür.
 

Eklemler, birbirlerine komşu kemiklerin kıkırdak yüzeyleri tarafından oluşturulur. Karşılıklı kemik uçları kapsül tarafından birleştirilir, iç yüzeyi sinovya ile örtülüdür.

 

Bu eklem, kollajen doku bandlarından oluşan ligament ve tendonlar tarafından kuvvetlendirilir ve korunur, aynı zamanda bağlar anormal eklem hareketlerine engel olarak statik stabiliteyi sağlarlar. Eklemler, propriyoseptif reseptörlerin yerleştiği kas ve tendonlar aracılığı ile görev yaparlar.

 

Hareketlerin sağlanmasında eklem stabilitesi önemli rol oynar. Dinamik stabilite kişinin kontrolü altında olan kas aktivitesi tarafından sağlanırken, statik stabiliteyi esas olarak bağlar yani ligamentler oluşturur.

 

Pek çok travmada; yumuşak doku, deri, fasya , tendonlar, ligamentler, iskelet kası, damar sinir dokusu ile birlikte yaralanır. ”American Academy of Orthopaedic Surgeons“ a göre yaralanmaların iki tipi vardır (Athletic Training and Sports Medicine Sec. Edition 1991 AAOS p:207).

 

KapalıYaralanma: Cilt ve cilt altı yumuşak doku hasarı az olup doku devamlılığı bozulmamıştır.

 

Açık Yaralanma: Yumuşak doku devamlılığını kaybetmiş, dış ortam ile ilişki vardır.

 

Dört tip açık yumuşak doku yaralanması mevcuttur.

Abrazyon: Dermis ve Epidermiste harabiyet,

Laceration: Keskin nesnelerle oluşan kesiler,

Avülziyon: Flap tarzı doku kalkması,

Batma: Batıcı aletlerle oluşan doku harabiyet.

 

Spor travmatolojisi ile uğraşan uzman doktorların dikkat etmesi gerekli noktalar şunlardır:

 

Doğru bir şekilde alınan hikaye, patolojinin erken teşhisinde önemli bir etkendir. Oluşan yaralanmanın mekanizması, tanı da önemli bir rol oynar.

 

Klinik muayene, X-ray, artrografi, ultrasonografi, CT, artro-CT, MRI ya da artroskopik incelemelerin ışığında doğruluk kazanır.

 

-Klinik muayene ile eklemlerin stabilitesi tespit edilmelidir.

 

Eğer eklem stabil ise:

 

-Özellikle diz eklemi için “Polisentrik fonksiyonel koruyucu dizlik“ ile erken mobilizasyon sağlanabilir.

 

-Özellikle ayak bileği, dirsek, el bileği yada küçük eklemler için egzersiz ve destekleyici bandajlamalar fonksiyonel tedavide önemli bir yer tutar.

 

Eğer eklem stabil değil ise:

 

-Konservatif olarak, derin duyuyu uyaran ve kas dengesi ve kontrolunu sağlayan egzersizler erken dönemde uygulanmalı ve destekleyici bandaj, sling, atel, bantlama, fonksiyonel koruyucu ya da alçı ile immobilizasyon yapılmalıdır. Stabil olmayan eklemde cerrahi tedavi için endikasyon kriterleri gözden geçirilmelidir. Tekrarlayan zedelenmelerde, cerrahi yolla sağlanacak stabil bir eklem, tercih edilmesi gerekli bir durumdur.

 

Erken hareket ve günümüzde tercih edilen fonksiyonel propriyoseptif fizyoterapi, konservatif ve cerrahi tedavilerinin sonunda uygulanması gereken temel prensipleri oluşturur.

 

Kas ve Tendon Yaralanmaları

 

Kas Yaralanmaları:

 

Kaslar direkt, ya da indirekt aşırı yüklenme sonucunda hasar görebilirler, yaralanmalar: yırtılma ve hematom diye ikiye ayrılır:

 

-Kas yırtıkları, parsiyel ve totaldir.

 

Total yırtıklarda eklem hareketi yoktur ve ağrı hastayı çok rahatsız eder.Parsiyel yırtıklarda ise hareket vardır ancak çok ağrılıdır. Ekimoz, yani deri altı mesafeye kanama her iki sorunda da karşımıza çıkan en önemli bulgulardan biridir.

 

-Hematom: kas içi (intramuskuler) ve kas dokuları arasında (intermüsküler) olabilir. Kas içindeki kanama yırtıklar nedeniyle oluşur. Yüzeyel ve derin olmak üzere iki çeşittir. Ayrıca kanama, kaslar arasına , genelde interfasiküler bölgeye oluşur ve hematom sonucunda kompartman basıncının artmasına yol açabilir.

 

Tendon yaralanmaları:

 

Kas dokusu, kontraksiyonun iletildiği bir tendon ile kemiğe bağlıdır. Tendonlar çok kuvvetli dokular olup, sharpey lifleri ile kemik dokuya yapışır. Kas dokusunda olduğu gibi total ve parsiyel yırtıklar şeklinde görülür.

 

 

Yaralanma Türleri:

 

Tendonlarda yaralanmalar yırtılmalar ve inflamasyonlar olarak ikiye ayrılır ve sıklıkla avasküler yada dolaşımı yetersiz bölgelerde yer alırlar.

 

Total Tendon Yırtılması (3.derece Sprain)

 

Total tendon yırtılması genelde dejenere tendonda oluşur ve özellikle antremandan yoksun, birkaç yıl sonra tekrar spora dönen yaşlı atletlerde oldukça yaygındır. Buna ek olarak Diyabet, kollagen doku hastalıkları, mikrotravmalar, aşırı kullanım ve gereksiz enjeksiyonlar sonrası da görülebilir.

 

En sık yırtılan tendonlar aşil tendonu, patellar yada kuadriseps tendonu, rotator cuff (supraspinatus), biseps ve diğerleridir.

 

Tedavi yöntemleri:

 

· Özellikle genç atletlerde, ameliyat sonrası birkaç hafta (4-6 hafta) boyunca alçı veya “fonksiyonel koruyucu cihaz” ile immobilizasyon.

 

· Cerrahi uygulamadan, sadece alçı yada “ fonksiyonel koruyucu cihaz” ile immobilizasyon.

 

· Propriyoseptif egzersizler ile erken hareket

 

Kısmi Tendon Yırtılması (1. ve 2. dercede sprain)

 

Bu tür yarlanmada, tendonda kısmi yırtık mevcuttur, hareket mevcut olup ancak ağrılıdır.

 

Tedavi:

 

· Aralıklı kısa sürelerde buz uygulama, kompresif ve destekleyici bandajlar veya fonksiyonel koruyucu cihazlar kullanılabilir.

 

·Artan yoğunlukta propriyoseptif fizyoterapi ve NSAI medikasyon uygulanması gereken girişimlerdir. Spora dönüş süresi bu durum karşısında ortalama 8- 12 hafta arasında olmalıdır.

 

Aşırı Kullanım Sendromları:

 

Aşırı kullanıma bağlı patolojiler genellikle aşırı yüklenme veya tekrarlayan mikrotravmalar veya DM, kollagen doku hastalıkları gibi sebeplere dayanır.

 

Aşırı kulanım incinmelerinde ağrı döngüsü:

 

Aşırı yükleme

Doku incinmesi

İnflamasyon

Ağrı

Dinlenme sırasında rahatlama

Devam eden aktivite şeklindedir.

 

 

DİZ EKLEMİNDE LİGAMENT VE MENİSKAL PATOLOJİLER

Diz eklemindeki ligament zedelenmeleri, eklemin pasif stabilitesini bozduğundan potansiyel bir tehlike olarak ele alınmalıdır. Menisküs patolojileri kadar yaygındırlar ve genelikle futbol, basketbol, tenis, kayak gibi sporlarda görülür.

 

Yaralanmada en sık görülen mekanizmalar:

 

· Diz eklemine lateral taraftan gelen veya ön ayağa medial taraftan gelen darbe

· Dizin hiperekstansiyon veya hiperfleksiyonuna neden olan darbe

· Direk temas olmadan oluşan dizin dönmesi

 

Semptomlar ve Teşhis:

 

· Ağrı

· İncinmiş mediyal veya lateral kollateral ligamentte lokal bir hassasiyet

· Dizdeki bir efüzyonda genellikle incinmeden hemen sonra(travmatik hemartroz veya efüzyon) eklem şişer

· Eklemin instabilitesi akut safhada nadiren görülür fakat ekleme yük bindikten sonra belirginleşir

 

Ligament Yaralanma Çeşitleri:

 

1) Tanım olarak kısmi bir yırtılma yalnızca ligament fiberlerini içerir. Eklem stabilitesini etkilemez. Ligamentin bir kısmı hasar görmemişken bir parçası yırtılabilir ya da kemiğin bir kısmı ile ya da olmaksızın ligament kopabilir.

2) Tam yırtılma fiberlerin çoğunluğunu ya da tüm ligamenti içerir ve etkilenen eklem stabilitesidir.

a) Ligament uçları tamamen ayrılacak şekilde yırtılmış olabilir.

b) Ligamentin kemikle bağlantısı tamamen kesilmiş olabilir.

c) Ligamentin bağlı olduğu kemik parçası ile beraber kopmuş olabilir.

 

Kısmi Yırtılma:

 

a) Birinci derece (bir, iki fiberin kopmuş olması)

b) Minor ikinci derece yırtılma (fiberlerin %50’sinden azının kopmuş olması)

 

Her iki durumda da eklem stabildir.

 

Tam Yırtılma:

 

a) Major ikinci derece yırtılma (fiberlerin %50’sinden fazlasının kopmuş olması)

b) Üçüncü derecede yırtılma (Tüm fiberlerin kopması)

 

Her iki durumda da eklem instabildir.

 

Ligament fiberlerindeki bir zedelenme genellikle kanama ile beraber görülür

 

Eklem ve ligament zedelenmeleri genellikle sportif faaliyetler sonucu ve daha çok diz, ayak bileği, dirsek, el bileği ve omuzda görülür.

 

Semptomlar ve Teşhis

 

· Kanama sonucu eklem civarında hassasiyet, şişme ve morarma gözlenir.

· Kanama hemartroza neden olur.

· Ağrı

· Klinik ve fonksiyonel instabilite

 

Tedavi:

 

Akut ligament incinmelerinde

· Ekleme soğutma uygulayın (buz torbası)

· Eklemi kompresif bandaj ile destekleyin

· Etkilenen bölgeye yük binmesini önleyin ve dinlendirin

· İlk yardım olarak ekstremiteyi eleve edin

 

Diz Muayenesi:

 

1. İncinme mekanizmasının analizi

2. İncinen bölgenin incelenmesi

Eklem üzerinde veya çevresinde şişme görülebilir

Efüzyon veya şişme patellanın üzerine çıkabilir

3. Palpasyon; belirgin hassasiyet olan bölgeler ve arteriyal pulsasyon

4. Hareket sınırlarının muayenesi

5. Stabilitenin muayenesi

a) Kollateral ligamentlerin testi diz ekstansiyonda veya 20-30 derece fleksiyonda gerçekleştirilebilir.

Valgus stres testi (medial kollateral ligament): Medial laksitenin mevcudiyetinde diz dışa doğru (valgus) açılabilir

Varus stres testi (Lateral kollateral ligament): Lateral laksitenin mevcut olduğunda diz içe doğru açılabilir.(varus)

b) Anterior cruciate ligament (ACL)

 

Ön çekmece testi: Hasta diz 70 derece fleksiyonda yüzüstü yatar pozisyondadır, tibianın femura bağlı olarak aşırı öne çıkması ön çekmece belirtisidir.

 

Lachman Testi: Aynı testin 10-20 derece fleksiyonda yapılanına lachman testi denir. Bu test özellikle akut yaralanmalarda ağrı ve kas spazmının ön çekmece testinin gerçekleştirilmesini engellediği zaman tercih edilir.

 

Pivot şift ve jerk testi: Bu testler Anterior cruciate ligament rüptürüne bağlı rotasyonel diz instabilitesini tespit etmekte kullanılır

 

c) Posterior cruciate ligament testi(arka çapraz bağ)

 

Arka çekmece testi: Posterior cruciate ligament(PCL) rüptürlerinde, femura bağlı olarak tibianın aşırı geri çıkması görülür. Arka çekmece testinden önce, 70 derece fleksiyondaki sağlıklı ve incinmiş dizlerin konturlarını karşılaştırmak gerekir.

 

6. Normal veya stres altında bir X-ray taraması, iskelet veya ligament incinmelerinin tespitinin onaylanması için gereklidir. (Eklem çizgilerinin ön mesafesindeki farklılık), Artrografi( kontrast sıvı ile X-ray taraması) Kronik vakalarda faydalı olabilir ancak akut durumlarda kaçınılmalıdır.

 

7. Aşırı şişme görülen durumlarda, hemartrozun tespiti için aspirasyon uygulana bilir.

 

8. Artroskopi (Eklemler için kullanılan endoskopik kavram) ile incelenmesi: Bu metodda cerrah meniskus, sinovia, cruciate ligament (ACL, PCL) ve kıkırdak incinmeleri hakkında bilgi edinmek için, özel enstürümanlarla diz eklemini inceler.

 

9. Teşhis kesin değil ise ve hasta anestezi almadan muayenesi zor ise hastanın anestezi altında muayenesi gerekebilir.

 

TEDAVİ:

 

Dizde bir instabilite oluşturmayan kısmi ligament incinmelerinde, sportif aktivitelerden kısıtlama ve destekleyici bir bandaj veya fonksiyonel koruyucu dizlik önerilir.

 

Özelikle birden fazla anatomik yapının etkilendiği ligament incinmelerinde, cerrahi müdahale gerekebilir.

 

Operasyonda ilk aşama, teşhis amaçlı artroskopidir.

 

Eğer eş zamanlı menisküs veya kıkırdak lezyonları görülür ise bunlara cerrahi artroskopi ile müdahale edilebilir.

 

Operasyonda ikinci aşama, artroskopiden sonra gerekli görülür ise menüsküs ve ligamentlerin primer ve/veya revizyon operasyonları için(Augmentasyon prosedürleriyle beraber veya onlarsız) artrotomi uygulanmasıdır.

 

Cerrahi tedaviden sonra olumlu fonksiyonel sonuçlar elde edebilmek için, dikkatli bir proprioseptif rehabilitasyon programı uygulanmalıdır.

 

Menisküs Yaralanmaları:

 

Menisküs semilunar fibrokıkırdak yapıdan oluşur ve tibia ile femoral eklem yüzeyleri arasındaki boşluğu parsiyel olarak doldurur. Hareket boyunca eklemi stabilize eder ve medial ve lateral rotasyonda olduğu kadar ekstansiyon ve fleksiyonun sınırlandırılmasında yer alır. Ayrıca ağırlık taşıma esnasında kontakt alanı artırarak şok abzorban görevi görür.

 

Medial menisküs yaralanmaları:

 

Menisküs yaralanmalarının semptomlarını;

- Aşırıfleksiyon ve hiperekstansiyon esnasında medial eklem hattında ağrı ve hassasiyet

- Kilitlenme ve/veya boşalma hissi

- Özellikle egzersiz sonrası efüzyon

- Quadriseps kasında atrofi görülmesidir

 

Artroskopi menisküs yaralanmalarının tespitindeki en kesin yöntemdir. Tartışmalı durumlarda artrografi veya MRI yardımcı olabilir.

 

Lateral menisküs yaralanmaları:

 

Menisküs yaralanmalarının semptomlarını;

- Aşırıfleksiyon ve hiperekstansiyon esnasında lateral eklem hattında ağrı ve hassasiyet

- Kilitlenme ve/veya boşalma hissi

- Özellikle egzersiz sonrası efüzyon

- Lateral eklem hattında hassasiyet

- Quadriseps kasında atrofi görülmesidir

 

Mac MurrayTesti, menisküs yırtıklarının spesifik diagnostik testidir.

 

Diz 90 derece fleksiyonda iken ayak ve bacağın eksternal rotasyonunda medial kompartmanda, internal rotasyonda lateral kompartmanda ağrı ve kilitlenme hissinin olmasıdır.

 

Menisküs yaralanmalarının tedavisi

 

Menisküs yırtıklarının tadavisi artroskopik cerrahidir. Artroskopik olarak yırtık tamire müsait ise sütüre edilir veya tamire müsait değil ise hasara uğramış menisküs parçası eksize edilir.

 

Kilitlenmiş diz vakaları acil olarak değerlendirilmeli ve artroskopik olarak en kısa zamanda opere edilmelidirler.

 

Cerrahi sonrası quadriseps ve hamstring kas gruplarının rehabilitasyonu atrofiyi, kasların, tendonun ve bağlarının propriosepsion kaybını önlemek için mümkün olan en kısa zamanda başlanmalıdır.

 

AYAK BİLEĞİ YARALANMALARI :

 

Spor yaralanmalarında en sık yaralanan bölgelerden biridir. Özellikle kemiksel stabiliteye yardımcı olan ligamentlerin sayısı çok olması nedeni ile yaralanmaları da çok çeşitlidir. Anterior talofibuler(ATF), deltoid(D) ve kalkaneofibuler(CF) ligament en önemli üç ligamenttir. Yaralanmalar daha çok yaralanmanın şiddetine göre sınıflanırlar. Grade I hafif ligament zedesi ama laksitenin olmamasıdır. Grade II ATF ve CF ligamentin parsiyel yırtığı ile hafi instabiliteyi gösterir. Fonksiyonel instabilite yoktur. Grade III ATF ve CF in Tam yırtılması ile stabil olmayan bir eklemi gösterir. Grade III zedelenmelerde EMG %80 peroneal sinirde hasar gösterir. Stres testleri ve grafileri yardımcı olur. Ön çekmece ve talar tilt testleri bize fikir verebilir ama akut dönemde çok ağrı nedeni ile yanıltıcı olabilir. Ayak bileği artroskopisi devam eden ağrıda faydalıdır. Artroskopi ile osteokondral parçalar, sinovit, meniskal lezyon ve ligament zedeleri gibi patolojiler gözlenebilir.

 

Tedavi:

 

Akut yaralanmalarda tedavi konservatifdir. Grade I ve II de ayak b,leği nötral pozisyonda sabitlenir ve semptomlar geçene kadaa ağırlık verilmez. Semptomlar azaldıkça peroneal güçlendirme, proprioseptif egzersizler ve hareket egzersizleri yapılır. Grade III zedelenmeler 3 ile 6 hafta immobilizasyon gerektirir.

 

Kronik lateral instabiliteye yol açan tekrarlayan travmalar cerrahi olarak tedavi edilmelidir.

 

OMUZ YARALANMALARI:

 

Omuz bölgesinde görülen problemler İnstabiliteye bağlı problemler(omuz çıkığı, subluksasyonlar, vs.), rotator cuff lezyonları ve tendon kopmalarıdır. Anterior instabilite en sık görülen instabilitedir. Genç yaşta anterior omuz çıkığı olan hastalarda tekrar çıkma riski çok fazladır, bu nedenle tedavisi gerekmektedir. Akut çıkıklarda erken dönemde redüksiyon gereklidir. Travmatik ve atravmatik çıkık olarak ikiye ayrılan omuz çıkıklarında atravmatik tip fizik tedavi ve konservatif metodlara iyi cevap verir. Akut çıkıklarda tekrarlama riski yüksek olmasına rağmen tedavi tartışmaldır ve hastaya göre belirlenmelidir. Tekrarlayan çıkıklarda ikinci çıkık sonrası uzayan immobilizasyona gerek yoktur. Rotator cuff ve periskapular kasların güçlendirilmesi önemlidir.

 

Akut subluksasyon „Ölü kol sendromu“ denen dış rotasyonda ani ve keskin bir ağrı, kolu kontrol etmede zorluk ve elden birşeyler düşürme şeklinde olabilir.

 

Posterior instabilitelerde en sık subluksasyonlar görülür. Çoğu atravmatiktir ve tekrarlayan mikrotravmalar sonucunda görülür. Agresif fizik tedaviye iyi cevap verir.

 

Çok yönlü instabilitelerde en önemli bulgu laksite ve artmış eklem hacmidir. Sporcular omuzda gevşeklik, rahatsılık hissi duyarlar. Fizik muayenede her yöne laksite mevcuttur ama en önemli komponenti iferior laksitedir ve kol aşağıya doğru çekmekle omuz lateralinde bir çukurluk oluşması görülür. Bu Sulkus sign olarak adlandırılır.

 

„Rotator cuff“ yırtıkları genellikle supraspinatus kasta görülen kronik bir zedelenme iken kontakt sporlarda akut olarak da görülebilir. Kolu kaldırmada ve dış rotasyonda güçsüzlük ve ağrı ile klinikte görülür.

 

Omuz çevresi subskapuler tendon, pektoralis majör ve biseps tendonlarında parsiyel veya tam yırtıklar olabilir. Elit sporcularda cerrahi tedavisi gerekir.

 

DİRSEK YARALANMALARI:

 

Dirsek bölgesinde görülen yumuşak doku yaralanmaları tekrarlayan şekilde veya ani yüksek kuvvetle olan aşırı yüklenmeye bağlı olarak ortaya çıkarlar. Medial , lateral ve ekstansör bölgedeki aşırı yüklenmeler olmak üzere üç gurupta incelenebilir.

Medialde gerilme şeklindeki aşırı yüklenmeler kas, ligament veya tendon kökenli olabilir. En sık ulnar kollateral(UCL) bağ zedesi, medial epikondilit ve kas tendon kopmaları görülür.

 

UCL valgu stresine karşı en kuvvetli stabilizandır. Sporcu fırlatma veya vuruş sırasında ani bir ağrı ve kopma hissi duyar. Muayenede 30derece fleksiyonda valgus stres testi özellikle distal yapışma bölgesinde ağrılıdır. Tinel testi kronik dönemde gelişen ulnar nöritis nedeni ile pozitif olabilir. Konservatif tedavi genelde yeterlidir, yetmediği durumlarda cerrahi gerekir. Dokular primer tamire yetmiyorsa palmaris longus, aşil tendonun bir kısmı veya allogreft kullanılabilir.

Akut medial epikondilit(Medial tennis elbow veya Golfer’s elbow)Pronator teres veya fleksör karpi radialis is yapışma yerindeki gerilmeye bağlıdır. Ağrı elbilek fleksiyonu ve ön kol pronasyonu ile artar. Erken dönemde inflamasyonun ilaç ve splintlerle azaltılması ve aktivite modifikasyonu, geçmeyen vakalarda cerrahi debridmanı düşünülmelidir. Kronik medial epikondilit(little leaguer’s elbow) Medial epikondil apofizinin stres kırığıdır. Konservatif tedaviye iyi cevap verir.

 

Lateralde gerilme şeklindeki aşırı yüklenmeler Lateral kollateral ligament(LCL) zedeleri ve lateral epikondilitlerdir.

Lateral epikondilit (tennis elbow) tennis oyuncularının %40-50 sinde görülür, kadın erkek farkı yoktur ve 30 yaşın üzerinde sıklık gösterir. Lateral epikondilin distal ve anterioru hassastır. Bu bölgeye binen yükü azaltmaya yarayan bazı breysler, NSAI ve steroid enjeksiyonu denenebilir ama amaç bunun oluşumunu önlemektir. Tekniğin geliştirilmesi ve kullanılan aletlerin uygun olmasına dikkat edilmelidir. Cerrahi çok nadir gerekir.

 

LCL kompleks zedelenmeleri posteriora dirsek çıkığı, subluksasyonlar, cerrahiye bağlı iatrojenik olabilir. Tekrarlayan çıkıklar ve subluksasyonlar cerrahi gerektirir. Basit valgus stres testi yanıltıcı olabilir. Dirseğin lateral pivot shift testi faydalıdır. Dirsek ekstansiyon ve supinasyonda çıkar veya sublukse olur. Supinasyonda radius başının kaydığı hissedilir. Bazı splintler yardımcı olabilir ama cerrahi rekonstrüksiyon gerektirir.

Ekstansör bölgedeki gerilme şeklindeki aşırı yüklenmeler triseps tendiniti, olekranon bursitis ve minor triseps avulsiyonudur.

 

EL BİLEĞİ YARALANMALARI:

Birçok spor stabil ve hereketleri tam bir el bileğine gerek duyar. El bileği kinematiği ekstrinisk karpal, intrinsik radial ve ulnar kollateral ligament zedeleri ile bozulabilir. Genellikle el bileğinde tek major bir travma hikayesi vardır. El bileğindeki instabiliteler radiyal (en sık) ulnar ve midkarpal olmak üzere üç çeşittir. Akut yaralanmada hikaye yaralanma mekanizmasını anlama açısından önemlidir. Hassas bölgenin palpasyonu tanıya yönelik en kolay ve en bilgi veren testtir. Çekilecek grafiler AP, lateral, oblig grafiler ve stress grafileridir. Artroskopinin yeri giderek önem kazanmaktadır.

 

Diğer bir travma görebilen yapı trianguler fibrokıkırdak ve radyoulnar eklemdir. Lezyonlar iki tipte olur travmatik ve dejeneratif. Birçok akut yırtık immobilizasyon ile 4-6 hafta içinde iyileşir. Lokal hassasiyet dışında eli sabitleyip ön kola pronasyon ve supinasyon yaptırılması ağrı ortaya çıkarır. Bu testing aktif olarak yaptırılması daha anlamlı bir bulgudur. Şikayetleri devam eden veya ileri tekniklerle bulgu veren hastalara artroskopik girişim yapılmalıdır.

 

Tedavi:

 

Radyografilerde genelde bulgu olmayabilir. Bulgusu olmayan hastalarda hafif bir zedelenme görülürse 1-2 hafta immobilizasyon yapılır ve tekrar muayene yapılır. Genelde bir çok parsiyel ligament yırtıkları konservatif tedaviye 4-6 haftada cevap verir. Radyografik tetkik negatif olan ama majör travmalarda ileri tetkikler yapılmalıdır. Karpal çıkıklarda ileri derecede ligament zedesi görülür. Amaç en kısa sürede anatomik redüksiyon, yapmak zedelenen yapı miktarına göre gerekirse açık redüksiyon ve ligament rekonstrüksiyonu yapmaktır.

 

Prof. Dr Mahmut Nedim Doral, Yrd.Doç.Dr Ahmet Atay, Uz.Dr.Onur Tetik, Doç. Dr. Gürsel Leblebicioğlu

Hacettepe Üniversitesi Ortopedi ve Travmatoloji, Spor Hekimliği Anabilim Dalları

 

Kaynaklar:

1- Jackson D.W.; The history of Sports medicine. Part 2, Am J Sports Med 1984 Vol:12;4: 255

2- Kavanagh R.T. and Hazleman.B.L.; The epidemiology and socioeconomic effects of soft tissue injury; Sports and Exercice Injury; 1994 Vol:1;1: 25

3- Paessler H.H: Report of the Third General Assembly of EFOST, Sports Exercice and Injury; 1997 Vol: 3;1:48

4- Payne S.D.W.: Sports medicine and the law; Sports Exercice and Injury; 1995: Vol:1;2 : 70

5- Segesser B.; Modern trends in the management of sports trauma, European instructional course lectures EFORT 1997;3: 42

6- Snook G.A.; The history of sports medicine. Part 1, Am J Sports Med 1984 Vol:12;4: 252

 

     Kaynak : Sporline.com. Doktorspor Arşiv bölümünden alıntı yapılmıştır