TÜRKİYE GÜREŞ FEDERASYONU

ULUSLARARASI HAKEM LİSTESİ

 
 
TÜRKİYE
 
Hakem Adı Soyadı: Lisans No Kategorisi
Buyukersen  Ender (Instructeur FILA) 2113 Instructeur FILA
Arikan  Yusuf 3625 Catégorie I
Arslan  Mustafa 2626 Catégorie I
Aydin  Erdal 4175 Catégorie I
Basci  Huseyin 4176 Catégorie I
Baykus  Satilmis 2974 Catégorie I
Bekir  Ceker 3417 Catégorie I
Cicioglu  Ibrahim 3520 Catégorie I
Demirkaya  Sevket 3581 Catégorie I
Dereli  Murat 2634 Catégorie I
Erkan  Harun 3412 Catégorie I
Genç  Armagan 3821 Catégorie I
Karabacak  Aydin 3198 Catégorie I
Karayazi  Tülay 3945 Catégorie I
Karpuz  Metin 2631 Catégorie I
Karsavurdan  Ahmet 3822 Catégorie I
Kayhan  Husnu 2123 Catégorie I
Keles  Mehmet 3785 Catégorie I
Kor  Ekren 3199 Catégorie I
Kos  Nevzat 3197 Catégorie I
Seren  Ruhi 4173 Catégorie I
Tuna  Mustafa 3624 Catégorie I
Uysal  Mehmet 3376 Catégorie I
Yucel  Sadettin 3623 Catégorie I
Akyildiz  Hasan Fehmi 2635 Catégorie II
Ari  Mehmet 4174 Catégorie II
Cavusoglu  Mansur 3819 Catégorie II
Danaci  Mehmet Ali 3526 Catégorie II
Efe  Seyit 3100 Catégorie II
Erdogan  Irfan 2630 Catégorie II
Gokdogan  Ali 3411 Catégorie II
Gunana  Yasin 3786 Catégorie II
Gursoy  Recep 4238 Catégorie II
Sapsizoglu  Ismail 2632 Catégorie II
Yilmaz  Musa 3820 Catégorie II
Apay  Cengiz 4434 Catégorie III
Atilgan  Yusuf 4392 Catégorie III
Aydemir  Ahmet 3626 Catégorie III
Cansiz  Ali 4366 Catégorie III
Erdogan  Ismail 2629 Catégorie III
Kishali  Necip Fazil 4543 Catégorie III
Kishali  Yusuf Sadri 4542 Catégorie III
Kocer  Ruhi 4544 Catégorie III
Masti  Ismail 4545 Catégorie III
Ozgen  Naci 2117 Catégorie III
Parlak  Dursun 4393 Catégorie III
Sahin  Suleyman 4242 Catégorie III
Sen  Levent 4433 Catégorie III
Tayyar  Ali 2756 Catégorie III
Gercel  Alim 2130 Catégorie PM
Sel  Avni 2119 Catégorie PM

 

 1.GÜREŞ KURULTAYI ANTALYA

HAKEMLER

6.Ocak.2001 Cumartesi

 

Oturum Başkanı : Ender BÜYÜKERŞEN

 

1. Türk Güreş Hakemliğinin Bugünkü Durumu 

   Dr. İbrahim CİCİOĞLU

   Gazi Üniversitesi, BESYO-Ankara

 

2. FILA’da Hakem Eğitimi ve Görevlendirme 

   Emekli Albay Ender BÜYÜKERŞEN

    Uluslararası  E Kategorisi Hakem-Ankara

 

3. Hakem Yönetmenliğinin Değerlendirilmesi 

  Şevket DEMİRKAYA

  Özel Lise Müdürü-İstanbul

 

4. Hakemlerin Sorumlulukları 

    Y.Doç.Dr.Celal TAŞKIRAN

    İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi-Malatya

 

5. Hakemlerin Sorunları 

   Çetin GÜLBİTEN

Uluslararası E Kategorisi Güreş Hakemi-İstanbul

 

 D  İ  Ğ  E  R     K  O  N  U  Ş  M  A  C  I  L  A  R

Ahmet KARSAVURDAN

Beden Eğitimi Öğretmeni Serik/Antalya

Avni SEL

GSGM APK Dairesi-Ankara

Bekir ÇEKER

Uluslararası Hakem-Bursa

Ercan YILMAZ

Uluslararası Hakem-Ankara

Fehmi SARI

Hakem-Adapazarı

Kamber GÖKAY

Emekli Gençlik Spor Şube Müdürü-Çorum

Musa ARIK

Uluslararası Hakem-Ankara

Nusret ATİK

Uluslararası Hakem-Bursa

Öğr.Gör. Satılmış BAYKUŞ

Polis Akademisi-Ankara

Ruhi SEREN

Beden Eğitimi Öğretmeni-samsun

Sadettin YÜCEL

Uluslararası Hakem-Kahramanmaraş

Seyit EFE

MEDAŞ Genel Müdürlüğü-Konya

Suat BEYENAL

Uluslararası Hakem-Sakarya

Tayfun KARALİ

Beşiktaş Belediye Başkan Yrd.-İstanbul

Y.Doç.Dr. Celal TAŞKIRAN

İnönü Üniversitesi-Malatya

Y.Doç.Dr.Mürsel AKDENK

Ondokuz Mayıs Üniversitesi-Samsun


 

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN: Değerli arkadaşlar, 1. Türk Güreş Kurultayı’na hoş geldiniz. Burada federasyon tarafından beş konu ve beş tane konuşmacı belirlenmiş. Önce, bu konuşmacılar kendi konularında konuşmalar yapacak, bu konuda konuşmak isteyenler de varsa onlara da bu konuda söz hakkı vereceğim. Oturumun yönetim şeklinde başka bir öneriniz var mı? Şimdi ilk konuşmacı olarak Dr. Ibrahim Cicioğlu’na söz veriyorum. Buyurun Sayın Cicioğlu.

 

Konuşmacı: Dr. İbrahim CİCİOĞLU

Gazi Üniversitesi, BESYO-ANKARA

 

Konu: Türk Güreş Hakemliğinin Bugünkü Durumu

 

Değerli Komisyon ve Misafirler; hakem konularının görüşüleceği bu komisyonda, ben güreş hakemliğinden, Dünya ve Türk hakemliğinin genel durumundan bahsedeceğim.

Dünya tarihinde atletizmle birlikte en eski spor olan güreş, iki kişinin minder üzerinde çeşitli tutuş, oyun ve taktik varyasyonlarla birbirine üstün gelmesini amaçlayan ve bunu yaparken de belli bazı kural ve kaidelere uymak zorunda oldukları bir spor dalıdır. Bir güreş müsabakası sırasında güreşin akışını sağlayan ve yapılan oyunları değerlendirenlerde üç kişiden oluşan hakem heyetidir. Bunlardan birisi minder üzerinde idareyi sağlayıp çeşitli işaretlerle müsabaka sırasındaki hareketlerin değerlendirmesini yaparken, diğer ikisi ise minder kenarında  müsabakayı izleyerek bu değerlendirmeye kendi fikirleri ile katılarak, oyunların en adil ve doğru şekilde değerlendirmesini yapan jüriyi oluştururlar. Görüldüğü gibi bir güreş müsabakasının seyrini etkileyen en önemli unsurlardan birisi hakemdir. Dolayısıyla güreş gibi dinamik ve kısa bir zaman diliminde pek çok aktivitenin oluştuğu bir spor müsabakasını en doğru ve isabetli kararları vererek yönetmekte, güreşin kendisi kadar zor bir olaydır. Bu yüzden güreş hakemliği diğer branşlardakinden daha zor ve daha üstün meziyetler gerektiren bir uğraştır.

         Bütün bu zorlukların yanı sıra özellikle son iki yılda olduğu gibi müsabaka kurallarında sıkça yapılan değişikliklerde hakemlerin işlerini ve adaptasyonlarını iyice zorlaştırmaktadır.          Bir güreş müsabakasının vazgeçilmez unsuru olan hakemler;  dünya ve kendi ülkelerinin minderleri olmak üzere iki alanda kendi bilgi, beceri ve deneyimlerini sergilemekte olup, buralardaki performanslarına göre değerlendirilerek gerekli kategorilerde görevlendirilmektedirler. Hakemin başarısı hakemlik eğitimi ve müsabaka deneyimi ile doğru orantılı olup buna şahsi ilgi ve becerisi de katkıda bulunmaktadır.

         Dünyada hakemlik müessesesi genel olarak ülkelerin güreşe olan ilgisi ile paralel ve sayısal olarak gelişmekle beraber,  bu gelişme hakem kalitesine  yansımamaktadır. Şöyle ki, güreşte söz sahibi olan doğu bloğu ülkelerinin hakem kalitesi dünya standartlarının oldukça altındadır. Başarılı hakemler ise genellikle güreş potansiyeli doğu bloğu ülkelerinin altında olan Avrupa ülkelerinden çıkmaktadır. Türk hakemliğinin bu manzara içerisindeki yeri ise kesinlikle standartların üzerindedir. Bu saptama güreş camiasının diğer otoriteleri tarafından da desteklenmektedir. Türk hakemliğindeki bu başarının sebebi ise hakemlerin çok fazla müsabaka yönetme şansını elde etmelerinin yanı sıra, değişen yeni kurallara en kısa sürede adapte olma ve bilgileri pekiştirmek amacıyla yapılan eğitim çalışmalarıdır.

         2000 yılı itibarıyla Türkiye Güreş Federasyonu ve FILA’nın  resmi kayıtlarına göre ülkemiz 6  E kategori, 18 1. kategori, 13 2. kategori, 16 3. kategori olmak üzere 53 uluslararası ve 154 milli hakeme sahiptir. Ayrıca bir E kategorisi hakemimiz de FILA hakem komisyonunda asistan hakem hocası olarak görev yapmaktadır. Hakem arkadaşlarımızdan 3 E kategorisi hakemde çok sıkı bir eleme maratonu sonunda Sydney Olimpiyat Oyunları’nda müsabaka yönetme başarısını elde etmişlerdir. Bu rakam Olimpiyat oyunlarında bir ülke için tanınan üst sınırdır. Ülkemiz üç hakemle bu üst sınırı yakalamıştır.

         Türk hakemliğinin bu başarısının eğer arkadaşlarımıza fiziksel, psikolojik ve maddi yönden rahat çalışma imkanı sağlandığı taktirde artarak devam edeceği inancındayım. Yeni göreve gelen federasyon başkanımız ve ekibinin bize bu imkanları sağlayacağını umut eder, kendilerine başarılar dilerken, bütün hakem arkadaşlarıma ve misafirlere saygı ve selamlarımı sunarım.

 

Konuşmacı: Emekli Albay Ender BÜYÜKERŞEN

Uluslararası  E Kategorisi Hakem-ANKARA

 

Konu: FILA’da Hakem Eğitimi ve Görevlendirme

 

Değerli hakem arkadaşlar ve kurultay üyeleri; 1992 Barselona Olimpiyatları’ndan sonra gerek Uluslararası Olimpiyat Komitesinin (IOC) “güreş müsabakaları çok uzun sürüyor” ve “aynı kurallarla yönetilen iki spor branşı (Serbest ve Greoko - romen) olmaz, Greoko - romen güreşin Olimpik Sporlar listesinden çıkması lazım” şeklindeki baskıları, gerekse sporumuzu daha büyük kitlelere seyrettirebilme arzusu FILA’yı bir arayış içine sokmuş ve bu arayış içinde ilk çare olarak kuralların değiştirilmesi görülmüştür.

Sürenin kısaltılması, sıklet sayısının azaltılması ve Olimpiyatlara gidecek güreşçi sayısının azaltılması başta olmak üzere büyük değişikliklere gidilmiştir. Değiştirilen kurallar her yılın Ocak ayında (1993-2000 arasında 6 kez) İtalyan federasyonunun Roma yakınlarındaki eğitim merkezinde yapılan seminerlerle hakemlere öğretilmektedir. Bu seminerlere bazen tüm “E” kategorisi hakemler, bazen en üst kategoriden ikişer hakem, Olimpiyat yıllarında da, Olimpiyat ilk elemesini kazanan hakemler çağrılmaktadır.

Seminerler; sözlü anlatım, video eğitimi ve minder tatbikatı olarak üç bölümde icra edilmektedir. Seminer sonunda da katılımcılar sınava tabi tutulmaktadır. FILA bu seminerlere katılanlar vasıtasıyla kural değişikliklerinin ve geçerli kurallar hakkındaki yorumlarının tüm ülkelerdeki diğer hakemlere ve güreş ilgililerine yayılmasını amaçlamakta, ayrıca yazı ile de tüm Federasyonlara bildirilmektedir.

Arada yapılan (maalesef çok sık olarak) küçük çaplı değişiklikler de yine yazı ile Federasyonlara bildirilerek hakemlere ve diğer tüm ilgililere öğretilmesi istenmektedir.

Hakem eğitiminin diğer bir uygulamasını, Şampiyonalar ve hakem terfi sınavlarının bulunduğu Uluslararası Turnuvalarda görüyoruz. Bu tür müsabakaların bir gün öncesine zorunlu olarak “hakem kliniği” programlanmakta, hakemlere sözlü ve video tatbikatlı eğitim verilmekte; sonunda da sınav uygulanmaktadır. Gerek genel seminerler, gerekse müsabaka öncesi kliniklerde, yeni kurallar, sık yapılan hatalar ve hakemler tarafından değişik uygulanan kurallar üzerinde durulmaktadır. Müsabakalar sırasında da her gün yarımşar saatlik klinikler tertip edilerek bir gün öncesi değerlendirilmektedir.

Değişiklikler ülkemizde de, düzenlenen seminerlerle tüm Uluslararası ve milli hakemlere anında iletilmekte, onlar vasıtasıyla da tüm yurda yayılmaktadır. Ayrıca yazı ile tüm Gençlik ve Spor İl Müdürlükleri ile güreş kulüplerine bildirilmektedir. Hakem görevlendirme konusunda FILA uluslararası müsabakaları 5 gruba ayırmıştır;

1.Tip 4 kategorisinde Olimpiyatlar ile Dünya ve Kıta Şampiyonları (Büyükler-Gençler-Yıldızlar kategorilerinde) yer almakta olup, sadece “E” kategorisi hakemler görev yapabilirler.

2.Tip 3 kategorisinde Gençler ve Yıldızlar Dünya ve Kıta Şampiyonalarına bazen bu kategori de verilebilmekte, bazen de bu müsabakalar hem Tip 4, hem de Tip 3 olarak FILA takviminde yer alabilmektedir. Ayrıca çok önemli addedilen bazı Uluslar arası turnuvalar da (Grand Prix) Tip 3 olarak belirlenebilmektedir. Bu müsabakaları “E” kategorisi hakemler ile “E” kategorisi için sınava giren 1. kategori hakemler yönetebilir.

3.Tip 2. kategorisinde bu müsabakalar, 3’üncü  kategoriden 2’nci kategoriye ve 2’nci kategoriden 1’inci kategoriye terfi sınavı olan uluslararası turnuvaları kapsamakta her kategori uluslararası hakemler görev alabilmekte, terfi sınavına girmeyen hakemlerin de kontrolü yapılabilmektedir.

4. Tip 1 kategorisinde milli hakemlikten, uluslararası hakemliğe terfi sınavının olduğu müsabakalardır. Terfi sınavına girecek Milli Hakemler ve her kategori uluslararası Hakemler görev yapabilirler ve yıllık kontrolleri mümkündür.

5. Numara verilmeyen uluslararası turnuvalar ve bu turnuvaları her kategori uluslararası hakem yönetebilmekte olup terfi sınavı yoktur, hakemlerin kontrolü mümkün olmaktadır.

 Tip:1, 2, 3 ve 4 olarak belirlenen müsabakalar için FILA tarafından “Hakem Eğiticisi” veya “Hakem Eğiticisi Asistanı” statüsünde iki kişi görevlendirilmekte olup, hakem eğitimi ve müsabakalarda hakemlerin görevlendirilmesi sorumluluk ve yetkisi ile, hakemlerin terfi etmeleri, kategorilerini muhafaza etmeleri veya bir alt kategoriye düşürülmelerin FILA’ya teklifi yetkisi bir iki görevliye verilmektedir.

Her “E” kategorisi hakemin yılda en az iki kez Tip 4 müsabakalarında, diğer kategorilerdeki Uluslararası Hakemlerin de uluslararası turnuvalardan en az birinde görev almaları zorunludur, aksi takdirde otomatikman bir alt kategoriye düşerler.

Uluslararası tüm turnuva ve şampiyonalara, uygun kategori ve sayıda olmak kaydıyla hakem görevlendirme yetkisi federasyonlarındır. Bu kurala uymayıp hakem görevlendirmeyen federasyonlar her defasında 2500 İsviçre Frangı para cezası ile cezalandırılırlar.

Sadece Olimpiyatlarda görev alacak hakemler federasyonların yetkisi ile değil FILA’nın çeşitli aşamalardan oluşan sınavları ile ve FILA yetkisi ile seçilirler.

Şimdi sözü sayın Şevket Demirkaya’ya veriyorum. Buyurun Sayın Demirkaya.

 


 

Konuşmacı: Şevket DEMİRKAYA

Özel Lise Müdürü-İSTANBUL

 

Konu: Hakem Yönetmenliğinin Değerlendirilmesi    

 

Sayın Başkanım, Değerli Heyetimiz ve kıymetli güreş dostları. 1.Güreş Kurultayı’nın Türk Güreşi’nin geleceğe damga vurmasını dileyerek sözlerime başlamak istiyorum. Sözlerimin başında şunu da ifade etmek istiyorum. Eksik bıraktığımız bazı noktalar olabilir. Sürçü lisan olursa şimdiden af ola. Ancak gene de zaman zaman tartıştığımız hakem yönetmeliğiyle alakalı çeşitli konular var. Bunlar şablon olarak zaten kafamızda var. Onları burada dile getirmeye çalışacağım. Eksik bırakırsak arkadaşlar zaten bunu tamamlarlar. Netice itibariyle bu konuda inşallah en güzelini, federasyonumuzun güzel bakışıyla araştırıcı, inceleyici ve geleceği kuşatıcı yaklaşım tarzıyla şu anda aksayan yönlerini bir anda giderip, mağduriyetlerin ortadan kalkmasına bizde bir nebze neşter vurmuş oluruz ve buna sebep oluruz. Bu bizi manevi olarak tatmin eder inşallah.

          Hakem yönetmenliği değerlendirilmesi öncelikle gereklidir. Şimdi arkadaşlar çeşitli maddelerimiz var bizim. Bu maddeler arasında baştan başlayacak olursak, merkez hakem kuruluşunun oluşumuyla alakalı altıncı maddemiz var. Altıncı madde "Türkiye Güreş Federasyonunun göstereceği sekiz hakem arasından, federasyon başkanı tarafından seçilir" der. Bu yönetmenlik maddesindeki ifadeye göre bu şekilde deniliyor. Buna mukabil bizim bir düşüncemiz var. Arkadaşlarımızın çoğunun bu daha uygundur diye bir yaklaşım tarzı var. Ben bunu ifade etmek istiyorum. Daha demokratik, daha katılımcı ve dayanışmayı beraberinde getireceğine inandığımız için bu maddeyi “Merkez hakem kurulu beş asil, beş yedekten oluşur. Faal uluslararası ve milli hakemlerin, uluslararası hakemler arasından seçeceği yirmi aday hakem içinde on beş hakemin federasyon yönetim kurulunun teklifi ile beş asil ve beş yedek federasyon başkanı tarafından seçilir" şeklinde değiştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.

         Birde sekizinci maddemiz var. Şimdi sekizinci madde üzerinde duracağımız birçok nokta var. İlk etapta şu son bölümü varya, ben o noktayı ele almak istiyorum. Başkan üye yerine federasyon yönetim kurulunun göstereceği adaylar arasından federasyon başkanı tarafından yeni üye atanır.  Şeklinde bir ifade var. Mevcut yönetmelikte başkan üye yerine sırasına göre atama yapılır. Aynı maddeyle alakalı ve ayrıca hakem kurulu ve as başkan ve sekreterinin görevleri dikkate alındığında burada isterseniz okuyayım. Onu kısaca ifade edeyim. Merkez hakem kurulu as başkanı yapılan ilk kurul toplantısında oy çokluğuyla seçilir. As başkanın başkanlıktan istifası durumunda yeniden seçim yapılır. Kurul üyelerinin kendi aralarında bir üyeyi de sekreter olarak seçerler. Şimdi burdan itibaren görevler başlıyor. Bu görevleri dikkatli bir şekilde inceleyecek olursak çok basit görevler değil arkadaşlar. Hakikaten uzun süre mesai gerektiren görevler bunlar. Bu görevi yapmış ağabeylerimiz birkaç tanesi buradadır. Bu ağabeylerimiz bu konuyu çokta iyi bilirler. Basit bir iş değildir. Toplantı günlerini belirlemek, karar defterlerini tutmak, hakem sicillerini tutmak ve yazımıyla ilgili diğer görevleri yürütmekle hükümlüdür. Bunların yanında, federasyon başkanının vereceği diğer görevleri de yapar diye devam ediyor. Bizim burada hakem kurulu ve as başkanı sekreterinin görevleri de dikkate alındığında belirli bir mesai içinde olmaları gereği işlerinin daha sağlıklı yürümesi bakımından göz ardı edilmiştir. Şu yönetmelikte bir açıklık yoktur. As başkanı ve sekreteri için bu mesailer mutlaka değerlendirilmelidir şeklinde bir yaklaşım tarzında olduğumuzu belirtmek istiyorum.

         Merkez hakem kurulunun görev ve yetkileri konusu hakkında da konuşmak istiyorum. Değerli arkadaşlarım demokrasinin geliştiği toplumlarla sosyal aktiviteleri merkezinde sivil toplum kuruluşlarının varlıklarını görüyoruz. Sivil toplum kuruluşları temsil ettiği kişilerin hak ve özgürlüklerinin yasal yönde aranması ve birlik ve beraberliğin  tesisinde önemli bir rol üsleniyor biliyorsunuz. Hakemlere ait sivil toplum kurulu ise güreş hakemleri derneğidir. Bu derneğin güçlenmesi, hakemin güçlenmesi yapılarak çeşitli kültürel ve eğitsel faaliyetlerle Türk güreşini yürütmesi olarak temayüz edecektir. Bu bakımdan onuncu maddenin (e) fıkrasındaki onuncu fıkrayı okuyum isterseniz; "hakemlerin terbiye sınavını yapmak, kazananların federasyon başkanının onayına müteakip terfi işlemleri yapmak şeklinde" ifade ediliyor. Bu fıkrayı hakemlerin terfi sınavını yapmak,  kazananların güreş hakemleri derneği uygunluk yazısından sonra şu şekilde ifade ediyoruz ki bir çok meslek grubu var. O meslek kuruluşundan bir yazı isteniyor buna benzer bir uygulamayı arzu ettiğimizi ifade etmek istiyoruz. Hakem derneği uygunluk yazısında, "federasyon başkanının onayını müteakip terfi işlemleri yapmak" şeklinde değiştirilmesini talep etmekteyiz.

         Gelişmiş olan ülkelerde sivil toplum kuruluşları temayüz etmektedir. Bunu temayüz ettirende devletin kendisidir. Devlet sırtındaki bazı yükleri sivil toplum kuruluşu tarafından yaptırmak ve kişinin kendi katılımını sağlamaktır. Maksat şu kişi kendi katılımı olan konularda çok daha iyi işe sahip çıkmaktadır. Bu anlayışı geliştirmek ve üretimi yükseltmek amacıyla hedefleneni gerçekleştirmek amacıyla böyle bir çaba içerisindedir. Dolayısıyla sivil toplum kuruluşu olarak böyle bir derneğinde güçlendirilmesi hakemler içinde  bir onur vesilesidir diye düşünüyoruz. Yaklaşım tarzımı bu netice itibariyle derneği güçlü olan hakem kendisi de güçlü olacaktır. Çeşitli aktivitelerle dayanışmayla güçlü olan hakem güçlü bir güreş camiasına güçlü bir şekilde hizmet edecektir. Bu hizmette dolayısıyla meyvesini en güzel şekilde verecektir yapısında  bir yaklaşımımız var.

Şimdi hakem olabilme şartlarıyla birkaç cümlem olacak müsaade ederseniz. Yirmi yedinci maddede ifadesini buluyor bunlar. Bu maddeyi tek tek okumaya gerek yok zannediyorum. Özellikle eşitlik ilkesiyle ilgili, fıkraların yeniden gözden geçirilmesini arzu ediyorum. İnceleme ve değerlendirmenin daha sağlıklı ve  adaletli bir şekilde yerine getirilmesini teklif ediyorum.

         Bu mevcut yönetmenliğin uygulanmasından geçici maddelere kademeli bir geçiş sağlansaydı bence adalet bir nebze tecelli edecekti. Fakat böyle bir uygulama yapılmamış olmamasından doğan belki haksızlık olarak telakki edebileceğimiz, veya en azından bu mağdur durumdaki arkadaşlarımızın ifadesiyle haksızlık maalesef ortaya çıkmıştır. Adaletin tecellisi adına gecikmelide olsa bir takvim belirlenerek ve geçici maddeler eklenerek bir kısım mağduriyetlerin giderilmesi demek olacaktır.

         Mesela kendi kanaatimce benim çok takdir ettiğim bir hakemimizi söylüyorum. Önü açık olsaydı çok daha iyi olabilecek bir arkadaşımız, bir örnek olarak Ahmet DEMİR, sadece Ahmet DEMİR değil. Bu yönetmenlik çıktığı zaman Ahmet Demir hakemdi ve üniversite zorunluluğu getirilince uluslararası hakem olamadı. Ahmet Demir gibi birkaç tane arkadaşımız da var tabi ki. Bu tabi kötü olduğu gibi diğer taraftan  Ahmet Demir gibi bir çok arkadaşlarımız üniversite bitirme girişiminde bulundular. Bunlar çok güzel bir şey, Ahmet Demir gibi bir arkadaşımız güreş camiasına kazandırılmalıydı, diye düşünüyorum. Ahmet Demir’e bir süre verelim ve bu süre içerisinde Yüksekokulu bitirmezse, uluslararası bir hakem olamayacağını ve üçüncü sınıftan yukarı yükselemeyeceğini söyleyebiliriz. Yani bu ve benzeri şekillerde geçici maddelerle tedbirler alınabilirdi diye düşünüyorum.

         İl hakemliği ve milli hakemlik için yaş sınırları yeniden değerlendirilmeli ve gözden geçirilmelidir. Arkadaşlarımız daha fazla zaman ayıramadığı için olgun çağa geldiğinde çeşitli sebeplerle bir üst kademeye terfi edememe güçlükleri ortadadır. Gerçekten hakem kolay yetişmiyor. Bazı sebeplerden dolayı küçük bir kırgınlıktan hakemliği bırakabiliyor. Onun o seviyeye gelebilmesi için verilmiş bir sürü emek bir anda heba olup gidiyor. Üst sınır olarak belirlenen yaşlara beş yıl daha ilave edilmesi hususu çok güzel bir düşüncedir. Başarılara imza atacağına inandığımız bu federasyon yönetiminden taleplerimizin yerine getirilmesi arzusundayız. En azından merkez hakem komitesine veya federasyon yönetimindeki ilgili kurulların vereceği kararla, tamamını değil de çok başarılı görülen üstün performans gösteren arkadaşlarımız için, en azından böyle bir esneklik ve uygulama gösterilmelidir diye düşünüyorum. 40-45 yaşlarında bir arkadaşımız, emekli olabilecek bir arkadaşımız çok daha fazla güreşe vakit ayırıyor ve hizmete zaman bulacağı halde tam o seviyeye ulaştığında yaş sınırı geldi diye, hak sınırlılığı bitmiş oluyor.  Bu yanlışlığın önüne geçilebilir diye düşünüyoruz.

         Hakemlerin sigortalanması ile ilgili bir maddemiz var. Yirmi dokuzuncu maddeyi çok kısa bir cümleyle ifade edeceğim. Burada "hakemlerin sigortalanması genel müdürlüğün tespit edebileceği yasaklara göre yürütülür" şeklinde bir ifade var.

         Şimdi genel müdürlüğün tespit edeceği çok yuvarlak ve muğlak bir ifadeyle geçiştirilmiştir. Bir müsabaka sırasında şeker komasına giren bir arkadaşımızın yaşadıkları ki, bunları hepimiz yaşamışızdır veya bir çoğumuz biliyoruz. Bunu bir uluslararası müsabakalarda kalp krizinden ölen bir büyüğümüzün cenaze işlemleriyle ilgili federasyonun sergilediği tutum ortadadır.  Bunları hep biliyoruz.

         Kesin ve net kriterler oluşturulmalıdır. Sigortayla alakalı ve sigorta işlemi mutlaka gerçekleştirilmelidir. Çünkü içimizdeki bir çok arkadaşımız bir sosyal çerçeve içerisinde değildir. En azından bu arkadaşlarımız açısından çok iyi olacaktır. Maçlar esnasında yorgunluk, sıkıntı ve stresten dolayı çeşitli sağlık problemleri çıkabilir. Bu arada darplar, sporcular ve antrenörler arasında yaşadığımız (bunu söylemeye gerek yok) şeyler sonucunda bir sigortalı olma hadisesi bizim bir güvencemiz olacaktır. Bunu gerçekten düşünüyor ve umut ediyoruz. Özetle ifade edecek olursak; tüm güreş hakemlerinin üzerinde mutabık olacağı ve sahipleneceği bir talebimiz var. Bunu saygıyla yeni federasyonumuzdan talep etmekteyiz. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.

 

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN: Değerli katılımcılar şimdi sözü Y.Doç.Dr. Celal TAŞKIRAN'a veriyorum. Buyurun Sayın TAŞKIRAN.

 


 

Konuşmacı: Y.Doç.Dr.Celal TAŞKIRAN

İnönü Üniversitesi Öğretim Üyesi-MALATYA

 

Konu: Hakemlerin Sorumlulukları

 

         Sayın Başkan, Sayın Divan ve siz değerli dinleyiciler, konuşmama başlamadan önce hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Benim  konum hakemlerin sorumluluklarıyla ilgili. Bunu kısa sürede özetlemeye çalışacağım.

         Sporcular ve antrenörler bir yarışmaya günlerce, aylarca ve hatta olimpiyat periyodunu göz önüne getirdiğimizde yıllarca çalışarak yarışmaya geliyorlar. Kilolarca ter kaybetmekte ve günlerce zihinsel ve bedensel emek sarf etmektedirler.Sonunda büyük beklentilerle, bu emeklerinin karşılığını almaya gelmekte ve yarışmada hakemlerin yanlış vereceği bir puan, fazladan vereceği bir pasivite ile güreşçinin ve antrenörünün o güne kadar ki çalışmaları, emekleri boşa çıkmasına sebep olabilmektedir. Bu durumu göz önüne aldığımızda hakemlerin üzerlerine aldıkları yükün, hakemlerin sorumluluklarının gerçekten büyük olduğunu görürüz.

         Sporcular ve antrenörler bir müsabakaya günlerce aylarca  hazırlık yaparak gelirken, hakemlerin hiçbir hazırlık yapmadan elini kolunu sallayarak yarışmaya gelmesi doğru mudur? Elbette doğru değildir. Aslında hakemler sorumluluklarını bilerek ve inanarak daha önceki yarışmalarda kazandığı bilgileri, tecrübeleri ve deneyimlerini tekrar hatırlayarak yarışmaya gelmesi hakemin bir hazırlığı olarak kabul edilmelidir. Hakemlerin bu şekildeki davranışlarını uzun süreli bir hazırlık olarak görebiliriz. Hakemlerin sorumluluklarını yerine getirebilmelerini üç aşamada gerçekleştirebileceğine inanıyorum.

         Birincisi yarışma öncesi hazırlıktır. Hakemin yarışmanın büyüklüğüne uygun olarak kendini fiziksel, ruhsal ve zihinsel olarak hazırlaması gerekir. Neler yapabilir? Her şeyden önce kural kitabını tekrar gözden geçirir. Bunu yapmak elbette ki kuralları bilmiyor yeni bilgiler edinecek anlamına gelmez, o kuralları yüzlerce defa okumuş ve öğrenmiştir. Peki ne kazanacaktır? Bilgilerinin tekrar bilinç düzeyine eklenmesine ve yarışmada bu bilgilere daha fazla güven duyulmasına katkıda bulunacaktır. Yine aynı şekilde daha önceki yarışmalarda edindiği notları varsa, bunlara tekrar bakmalı, bunlar içinde emin olamadıklarını bilgisine, tecrübesine inandığı hakemlerle tartışarak, o bilgilerini sağlamlaştırması gerekir. Yarışma öncesi fiziksel ve ruhsal dinlenmeye önem vererek erkenden yatmalıdır. Yarışma öncesi veya sırasında bazı sosyal etkinliklere katılmasını normal karşılarken, bu faaliyetlerin hakemin bir sonraki gününü olumsuz etkilemeyecek derecede olmalıdır. Örneğin bir eğlence ve toplantıya giderek fazla alkol alınması halinde ikinci günü bunun etkilerini kendisi ve başkaları hissedebilecektir. Bu işin bir de etik boyutu vardır. Sporcu ve antrenör yarışma öncesi maksimum düzeyde yarışmaya hazırlık yaparken, yarışmaya motive olurken, teknik-taktik planlama yaparken, hakemin kendi görevini hafife alması, hakeme olan güvenleri sarsabilir.

         İkinci olarak yarışmadan hemen öncesi yarışmaya çıkacak hakem, beynini maça tam konsantre edecek şekilde diğer bütün düşüncelerden arındırmalıdır. Yarışmaların sadece kırmızı ve mavi mayolu sporcular olarak görmeli, yarışmacıların özelliklerini biliyorsa onları hatırlayarak hazır olmalıdır. Örneğin, güreşçinin agressif  bir yapısı varsa bunu erkenden uyararak önlem alabilecektir. Hakem mindere çıktığında beyninde sadece güreş kuralları, minder ve sporcular bulunmalı, kendinden emin ve sorumluluk taşıyabilmelidir. Yarışma içerisinde bir olaya veya harekete karar vermeden önce, bu an için düşünmeli, daha önceki bildikleriyle karşılaştırarak değerini takdir etmelidir. Ancak bu an çok kısa bir sürede olmalı, aksi halde gecikme halinde sorun yaratabilecektir.

         Üçüncü olarak yarışma bittikten sonra yapılacaklar, minderden inen hakem, bütün kararlarını sakin bir şekilde tekrar değerlendirmelidir. Bunun hakemler arası anlaşmazlık olmamışsa  bile yapmalıdır. Ancak kabul etmek gerekir ki insanlar kendilerini tam bir objektiflik içerisinde değerlendirmezler. Bundan dolayı yarışmayı izleyen ve bilgisine güvendiği bu hakemler kararlarını tartışacak olursa, doğruları bulmak daha kolay olacaktır. Daha sonra yarışmalar boyunca gerek kendisiyle ilgili gerekse başkasıyla  ilgili tartışmalı, yoruma açık estanteneleri not defterine kaydedecek olursa, bunları bir daha unutmaz ve bir sonraki yarışmalarda bunları kullanarak belirli bir gelişme gösterebilecektir.

         Toplayacak olursak; bana göre hakemlerin sadece vicdani kanaatlere göre karar vermeleri sorumluluklarını yerine getirmeleri için yeterli değildir. Vicdani kanaat elbette ki temel şarttır. Ancak kendisinde olan yeteneğini sürekli geliştirmek çaba içerisinde olmamak da bir sorumsuzluk örneğidir.  Kendisini geliştirmek için de devamlı ilgili olan, öğrenen, tartışan, araştıran, yanlışlıklarını kabul eden ancak bunları düzelten bu hakem kişiliği oluşturmalıdır diye düşünüyorum.

         Sözlerimi tamamlarken tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum.

 

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN: Değerli katılımcılar şimdi sözü uluslararası hakem Çetin Gülbiten Bey’e veriyorum.

 


 

Konuşmacı: Çetin GÜLBİTEN

Uluslararası E Kategorisi

Güreş Hakemi-İSTANBUL        

 

Konu: Hakemlerin Sorunları

 

Hepinizi saygı ile selamlar, yapılmakta olan çalışmaların hayırlı ve uğurlu olmasını dilerim. Ben sizlere güreş hakemlerinin sorunlarını arz etmeye çalışacağım.

Güreş hakemliği şu anda cazipliğini tamamen yitirmiştir. Mahalli  maçları yönetecek hakem bulmakta büyük güçlük çekmekteyiz. Maçlar bu gün için uluslararası hakemler ve  uluslararası olma şansı bulunan hakemlerle güçlük içinde tamamlanabilmektedir. Gerekli önlemler alınmadığı takdirde kısa bir süre sonra bu şansı da yakalamayacağımızın endişesini taşıyorum.          Bu durumun başlıca nedenlerini şöyle sıralayabiliriz; (1) hakemlerimize tüm ilgililerce, bu güne kadar gerekli önem ve ilgi gösterilmemesi, (2) güreş hakem yönetmeliği tüm branşların hakem yönetmeliklerinden daha ağır hükümler taşıması ve (3) hakem tazminatları görevlendirilen hakemin, müsabaka süresince yapmış olduğu zaruri harcamalarının ancak 1/3’ünü karşılayabilecek düzeydedir. Ben 1971 yılından  beri faal olarak güreş hakemliği yapmaktayım. 30 yıllık süre içinde her yıl biraz daha eriyerek bu günkü duruma gelinmiş ancak ilgililerce herhangi bir önlem alınmamıştır.

Anayasamıza göre görev yüklenmiş olmasına rağmen adeta tip uygulaması ile bu görevin yapılması angaryaya dönüştürülmüştür. Diğer federasyonlarda olduğu gibi fon ve sponsorlar vasıtası ile durumun makul bir seviye düzeltilmesi için gerekli neşter vurulmalıdır.         Güreş hakemliğinin sorunlarının başında kaliteli hakem yetiştirmek gelmektedir. Kaliteyi yakalamak için rekabet ortamı sağlamak gerekir. Rekabet ortamı sağlamak içinde, hakem sayısını arttırmak şarttır. Bunu sağlayabilmek içinde hakem yönetmeliğinin revizyona tabi tutulması elzemdir.

         Hakem arkadaşlarımın bana ilettiği yönetmelikten kaynaklanan sorunlarının satırbaşlarını şöyle sıralayabiliriz; (1) milli hakemlik yaş haddinin 50’den 55’e, il hakemlik yaş haddinin de 40’tan 45’e çıkarılması, (2) milli hakemlik sınavının iki yılda bir yapılması ve yalnız yazılı sınav şekli yerine başka kriterlerinde getirilmesi ve (3) bölge hakemlik sınavını kazanan hakemlerin, hakemlik lisanslarını alabilmesi için diğer meslek kuruluşlarında olduğu gibi hakem derneğine üye olma şartı aranması.

Uluslararası hakem olacaklarda son üç yılın sınav ortalama notunun 50’nin üzerinde olması ile dil sınavı haricinde başka bir şart aranmamalıdır. Adayların diğer artıları tercih nedeni olmalıdır.

             E kategori dil sınavı KPDS sınavının belli bir rakamı baz alınarak uygulanmalıdır. Çifte standart önlenmelidir. FILA’nın kabul ettiği yabancı dil Fransızca ve İngilizce’dir. Ancak bu günkü  uygulamalarda bu şarta uyulmadığı gibi, bazı hakemler hiç sınava girmeden E kategori için sınava gönderilmişlerdir. Bunun yanında FILA’ca muteber halde yabancı dilden sınava girip kazandığı bildirildiği halde daha sonra E kategori sınavına gönderilmeyen hakemlerimiz olmuştur. Böylece bölgeler arasıdaki dengeler bozulmuş, bir yerde yığılma olurken, diğer yerde erime son haddine ulaşmıştır. Bundan sonraki dönem için bu konuda kalıcı önlemlerin alınacağını umuyor ve diliyorum.

         Hakemler görevleri süresince, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünce "ikametgahtan ayrıldıktan sonra tekrar ikametgahına dönene kadar geçen süre için" sigorta kapsamına alınmalıdır. Bir hakem arkadaşımız birkaç yıl önce müsabaka esnasında hayatını kaybetmiştir.  Bu arkadaşımızın cenazesi yerde kalmıştır. Cenazeye ne federasyonumuz nede genel müdürlük sahip çıkmıştır. Biz arkadaşlar para toplayarak cenazesini İstanbul’dan Kayseri’ye nakledip orada defnedilmesini sağladık. Böyle bir durumu bir daha inşallah yaşamayız.

Şampiyona ve turnuvalarda hakem kontenjanlarının başka maksatla kullanılması önlenmelidir. Örneğin, beş sporcuya kadar olan kafilede bir hakem, beşten fazla sporculu kafilelerde en az iki hakem görevlendirme zorunluluğu varken, maalesef bu FILA talimatı dikkate alınmayarak hakem kontenjanı, idareci ve antrenörler lehine kullanılmaktadır.  Bu durum karşısında hakemlerimize yeterli seviyede uluslararası tecrübe kazandırmamaktayız. Eğitimden yapılan tasarruf gerçek anlamda tasarruf değildir. Bu konuyu federasyonumuzun ilgili kurullarının dikkate alacağını umuyoruz. Sayın genel müdürümüz ve sayın bakanımızın da bu konuda yardımlarını esirgemeyeceklerini biliyor ve diliyorum.

         Sporcuların ve hakemlerin yıllık FILA pullarının bedelleri, eskiden olduğu gibi federasyonumuzca karşılanmalıdır. Yurtdışında yapılan şampiyona ve turnuvaların sonunda verilen banketlere, o müsabakada görev yapan hakemlerin tümünün davetli olduğunu her gittiğim ülkede gördüm. Ancak bu alışkanlığın gelişmediği yegane ülke olarak ülkemi görmek beni ziyadesi ile üzmektedir. Bu da bu güne kadar hakeme ilgililerimizin ne derece önem gösterdiğine bir örnek teşkil etmektedir.

         Dil bilme şartı çok iyi bir yaklaşım. Ancak bu yalnız hakemleri kapsamamalıdır. Zaten hakemler yükselebilmek için seminerleri takip edebilecek seviye dil öğrenmek mecburiyetindedir. Her uluslararası hakem uluslararası güreş terimlerini ilgili dilden ezbere bilmektedir. Şampiyona ve turnuvalarda hakemler, hakemlik göreviyle ilgilidir. Herhangi bir itiraz söz konusu olduğunda bunu yazılı olarak, kafile başkanı, idareci ve antrenörün yapması gerekmektedir. Bu nedenle dil yönünden onların da en azından hakemler kadar dil bilme yönünden değerlendirmeye tabi tutulmaları gerekmektedir.

         İl hakem kurulları iki yıllık süre için seçimle göreve gelirler. Atama ile göreve gelen il temsilcisi veya il müdürünce, seçimle görev gelmiş olan il hakem kurulunca görevden alınması için federasyon başkanına teklifte bulunabilmektedir. Bu yetki çok geniş bir yetki olup tetkik edilerek bu maddenin yeniden düzenlenmesi gerektiği inancını taşımaktayım. Gereğini tensiplerinize arz ederim.

         Merkez hakem komitesi önümüzdeki dönemler için seçimle göreve getirilmelidir. Örneğin, güreş federasyonu yönetim kurulunca 20 uluslararası güreş hakemi, komite aday adayı olarak tespit edilir. Bu 20 aday tüm ulusal ve uluslararası hakemlerce 10 aday olarak seçilir. Federasyon başkanı bu on adaydan beraber çalışmak istediği beş kişilik hakem kurulunu seçer. Geriye kalan beş kişide yedek kurul üyesi olarak kaydedilir. Bu sistem hem daha demokratik hem de daha gerçekçi bir komitenin oluşmasını sağlayacaktır. Merkez hakem komitesine seçilecek üyelerde aranması gerek özellikleri de şöyle sıralayabiliriz.; (1) herkesi kucaklayacak özellik ve olgunlukta olmak, (2) kendisini bir yerlere taşıma beklentisi bulunmamak, (3) adil olmak, (4) komite kararlarının gizliliğine uyacak yapıda bulunmak, (5) nüfuz kullanmamak, (5) sorumluluktan kaçmamak, (6) medeni cesaret  sahibi olmak, (7) adam kayırmak ve tüm hakemleri kucaklamak, (7) bölgecilik yapmamak ve (8) kulüplerle herhangi bir organik bağı bulunmamak.

Hakem yönetmeliğinde yapılacak değişiklikler için hakem derneğinden görüş istenmesinin faydalı olacağını düşünüyorum. Bu hususu da tensiplerinize sunuyorum.

Genel müdürlük nezdinde faaliyet sürdüren, Sayıştay’a karşı hesap veren maliyenin tahakkuk dairesinin bazı tasarrufları sıkıntı yaratmaktadır. Örneğin, şubat ayında alınan otobüs rayicinin aralık sonuna kadar yenilenmeden tatbik edilmesi gibi.

Otobüs biletlerine itibar edilmemesi, harcırahta beyan esas olmasına rağmen yasal dayanağı olmayan genelge gerekçe gösterilerek bireylerin beyanları dikkate alınmamaktadır. Karaman’dan Eskişehir’e gelene, Bursa’ya gelenden daha çok yol ücreti ödenmesi, yine Karaman’dan Sakarya’ya gelene İstanbul’dan daha çok yol ücreti ödenmesi doğru değildir. Bu durumun yanlış olduğu hatırlatıldığında yanlışında ısrar etmek suretiyle personelin mağduriyetine sebep olunmaktadır. Görevlendirilen mutemetlerde gözdağından korkarak birilerinin uydusu durumunda hareket etmektedirler. Bu personelin eğitilerek, keyfi uygulamaların son bulması yönünde tüm ilgililerin yardımlarını bekliyorum.

         Diğer alınması gereken önlemler, müsabakalarda güçlerince yeterli güvenlik önlemlerinin alınması, müsabaka mahallinde müsabaka başlamadan önce sağlık ekibi ve ambulans bulundurulmasının usul ihdas edilmesi zorunlu gözükmektedir. Ata sporumuz güreşte, vurma, tekme ve çirkin hareketlere tevessül etmek isteyenlere karşı caydırıcı önlemler alınmalıdır.

         Maç tebligatları erken yapılmalıdır. Federasyon İnternet sayfası genişletilmeli, müsabakalara yeterli seviye ve hakem görevlendirilmesi, hakemlerin sık sık seminerlere tabi tutularak bilgilerinin devamlı olarak tazelenmesi, bu hususta eğitim kaseti hazırlatılması gereklidir. Yurt dışı görevlendirilmelerinde adil davranılmamaktadır. Kayıtlar incelendiğinde çok iyi anlaşılacaktır.

         Lig müsabakalarının başlangıcında seremoni yapılırken İstiklal Marşı ile başlanılması hususunu da tensiplerinize sunuyorum.

         Seçimler sırasında iki başkan adayımızın birbirlerini karalamadan centilmence yarışmaları memnuniyet vericidir. Şimdi de Türk güreşi için her iki başkanımızın omuz omuza vererek, Türk güreşini  daha ileri hedeflere taşımalarını arzulamaktayım.

         Bu vesile ile yeni federasyon başkanı ve kurullarına başarılar diler hepinize saygılar sunarım

           

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN: Teşekkür ediyoruz. Sayın Çetin Gülbiten Bey’den ben yine değişiklik ve teklifler hakkında değişik bir yorum yapmak istiyorum kesinlikle, hakem görevlendirme konusunda (FILA) nın standartlarını kural kitabından size bir okumak istiyorum.

         Büyükler şampiyonalarında bir ile üç güreşçi götürüldüğü zaman hakem götürmek mecburiyeti yoktur. Dört ila beş güreşçi götürülürse bir hakem; altı ila sekiz güreşçi götürülürse de, iki hakem götürmek zorunludur. On sıkletli alanlarda yıldızlarda bir ila üç güreşçi götürülürse, yine hakem götürme mecburiyeti yoktur. Dört ile beş güreşçi için bir hakem, altı ile on güreşçi için üç hakem götürmek zorunludur. Altı kategorinin olduğu bayanlarda altı güreşçi için bir hakem; üç güreşçi götürülürse, yine hakem götürme mecburiyeti yoktur. Dört ila altı güreşçi götürülürse,  bir hakem zorunludur. Bunlar asgari haktır. FILA'nın genel kuralı minder  sayısı kadar, bir ülke müsabakaya hakem götürebilir. Yani ilave bir maddi zorunluluğa girmeden normal görevlendirilen bir numaralı hakem ve iki numaralı hakemlere standartlara göre zaten 100 İsviçre Frangı para ödüyor. Üçüncü hakemi de götürürse yine üç minder oluyor ve yine 100 Frank daha öder. Üçüncü hakem için ödenen %50 oluyor. Bu durumda ilave para ödenmez. Buna bir açıklık getirmek istedim. Sayın Tayfun KARALİ sizin söyleyeceğiniz bir şey yoksa ara vermek istiyorum.

 

Tayfun KARALİ'nin Sorusu: Güreş ihtisas kulübünün yöneticisi olarak belki bunu kara kimliğiyle, belki biraz kusurluyum bu konuda, doksanlı yıllarda hakem bonservisini eline almış ama bu işe yönelmemiş birisi olarak benim de bazı sorularım ve yorumlarım olacak?

         Konuşmacı arkadaşları dinlerken aldığım birkaç tane not var. Sizlerin sizin konuşmanızdaki FILA'nın kurallarından bahsederken güreşin kurallarının değişme periyodundan bahsetmiştiniz. Orada ki seminerlerden bazı konular açtınız. Kural değişikliklerinde hakemlerin rolü nedir?          Yani FILA yönetimi kuralların değiştirilmesine karar alıyor. Hakemlerin birazını hazırlıyor. Yoksa düşünülen bu şeyler hakemleri değerlendirme yönünden ortaya koyuyor.

 

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN'in Cevabı: FILA yönetim kurulu kendisi toplanıp kararlarını alıyor. Bu alınan kararların gereklerini uygulanması için federasyonlara gönderiyor ve her zaman göndermiyorlar tabii ki federasyonların görüşünü alıyor ve tekrar FILA yönetimi karar alıyor. Hakemlerle hiçbir ilgisi yok.

 

Tayfun KARALİ'nin Sorusu: Bunu sormamın nedeni hakemlerle oluşunun boyutundan ziyade uluslararası ilişkilerin üstünde daha belirli noktalarda olayları yönlendirecek ve belirli disipline sokacak kurumlar yoktur. Böyle durumlarda lobiler çok şey ifade eder. Dolayısıyla hakemlerin ve yönetimin bir arada pozisyonu özel bir lobi hareketini yönlendirebilecek kuruma ihtiyacımız var mı? Bununla ilgili özel finansman her şeye ihtiyacımız var mı? Bununla ilgili öneriler sunuyorum. Tabii sizlerin açısından da önemli olduğunu düşünüyorum. Taktir sizin diye söylüyorum hocam. Birde arkadaşların çeşitli yönetmenlikle ilgili önerileri oldu. Ben tabii hukukçuyum. Hukuk çok önemlidir. Diğer branşlarla mukayese etmek durumundayız. Bu açıdan güreş tek başına bir spor dalı değildir. Mesela futbol, basketbol bunların mukayese edilmesi lazım. Futbolda çeşitli hakemlik tartışmaları oldu. Burada şunu söylemek istiyorum. Milli ve faal hakemler noktasına dönüldü. Faal olan hakemler olmalı mı veya olmamalı mı tartışılmalıdır. Faal olan hakemlerden faydanılmalı mı? Bir de beş asil beş yedek önerisi oluştu veya yedekler sırasıyla gelsin önerileri oluştu. Yedeklerden sırayla gelsin önerisi geldi. Bir de Sayın Bakanımızda söyledi. Günümüz yönetim anlayışına spor yönetimi anlayışında bazı problemler yaşanıyor ve hantallığın, tıkanıklığın herkes farkında çözüm problemleri aranıyor. Genel yönetim tasarıları var.  Spor konseyi tasarıları var; dolayısıyla hakemlik yapılanmasının da bölgesel anlamda güçlendirilmesi benim önerim olarak iki yılda üç yılda bir yapılmasıdır. Buna benzer yapılanma molekülleri önerile bilinir mi? Birde hakemlerin sorumluluğu aktarılırken, sadece bireysel anlamda hakemlerin kendisiyle ilgili sorumlulukları aktarıldı. Bence bu kadar dar mı düşünülmeli? Bu önemli bir soru işareti. Şimdi bütün güreş maçlarını bütün güreşçileri en iyi hakemler izliyor. Bu sporcularla ilgili değişik bir düşüncedeyiz biz hakemlerin buna benzer objektif konularla ilgili sorumlulukları olabilir diye düşünüyorum. Örneğin bir Erman Toroğlu Şota'yı beğenip dışarıdan Türkiye’ye transfer edilmesi için öneride bulunmuştur. Yabancı dille ilgili çeşitli sert eleştiriler seziyorum. Ben burada yabancı dil eğitimine yönelik özellikle yurt dışında karşılıklı mübadeleyle çok önemli zeminler var. Ben çeşitli üniversitelerle yazıştım. ABD spor anlayışını, üniversite kimliği üzerine yerleştirmiş bir devlettir. Orada spor bursuyla bizim basketçilerimiz, yüzücülerimiz okurlar. Aynı spekülasyon güreşte de devam edecek. Hakemlerimizin de yurtdışında böyle bir yapıyı kendi aralarında üretebilirler mi? Yapabilirler mi? Bununla ilgili bir gündem oluşturabilir miyiz? Teşekkür ediyorum.

 

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN: Müsaadenizle ilk önce konuşmacılara söz veriyorum ve  daha sonra soru kısmına geçmek istiyoruz. Sayın Kamber GÖKAY, buyurun.

 

Kamber GÖKAY'ın Kısa Konuşması: Sayın Divan, değerli arkadaşlarım, üç seneden sonra sizlerle birlikte olmanın mutluluğu içerisindeyim. Nedense eski federasyon hiçbir şekilde görev vermedi. Sizlerin çoğu beni tanıyorsunuz ve ben fazla bir yorum yapmayacağım. Yalnız burada iki arkadaşıma kırgınım. Hakem komitesindeki arkadaşlarım olayı bir nebze anlattı. Ben de hak verdim.  Şimdi sayın Şevket Bey faal hakem komitesi olması gerektiğini söyledi. Ben şahsen buna karşıyım. Yaşım dolduğu için değil, hakemler özgürce davranamadığı için karşıyım. Geçmiş dönemlerde hatırlarsanız bir Ahmet Köksal var, Metin Bey var Ankara’dan İstanbul’dan bir beklentileri var. Örneğin siper olmuş arkadaşlarım federasyonun çizgisinden çıkmayacaklardır. Çıkamıyorlar, isteseler de, istemeseler de, değerli arkadaşlarım, senede beş defa uluslararası turnuva yapılıyor, hiç birine ben çağrılmadım. Niye? Sayın federasyon başkanıma gittim, bana niçin görev vermiyorsunuz dedim? Benim gibi beş altı tane daha arkadaş var. Örneğin birkaçı burada. Bana; "ben yapmıyorum" dedi. Bende dedim ki eğer siz yapmıyorsanız, ben size hakem komitesi üyelerimi şikayet ediyorum. Dedi ki "benim sorunum değil, FILA işte orada, onunla görüş". Sayın hakem komitesi etkin olmalıdır. Ben buna katılıyorum.  Bu beş arkadaşımız için yazı yazdılar haberim var. Ama olumlu hiçbir şey alamadılar. Yani bir hakem komitesi federasyona söz geçirmelidir. Bence hakem olan arkadaşlar hakemler komitesine üye olmalıdır. Bu böyle olmazsa, yarın ben ezilirim, öbür günde bir başkası ezilir. Bunun için arkadaşlarım şahsen faal olmayan arkadaşlardan kurulursa, hiç kimseden çekinmez. Çünkü beklentisi yoktur. Öbür arkadaşında beklentisi var. Nitekim aralarında kıyıma uğrayan oldu. Bir takım kişiler süperlikten düşmeyim diye kendi paralarıyla, eğitime gidenler oldu. Ben diyorum ki faal hakem gayri faal hakemden  hakem komitesinde daha faydalı olacağını söylüyorum. Hepinize saygılarımı sunuyorum.

        

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN: Bu konuda konuşmak isteyen not alsın. Sonra söz hakkı vereceğim. Şimdi söz hakkını Sadettin YÜCEL Bey’e veriyorum.

        

 

Sadettin YÜCEL'in Kısa konuşması: Değerli hakem arkadaşlarım bütün bu sorunları kendi aramızda tartışıyoruz. Müsabakalarda olsun, Türkiye şampiyonalarında olsun, kritik zamanlarda tartıştığımız konular. Bu konuları isterdim ki güreşçi arkadaşlarımızın dışında hakem arkadaşlarımızın olmasını isterdim, bu konuları dinlemesini isterdim. Gene Tayfun Bey aramızda bu konulara pek yabancı değil. Şimdi anlatacaklarımı söyleyeceğim ama  arkadaşlarım sözümü bölmesin biz alışığız kritik yapmaya. Eleştirdiğimiz arkadaşlar var. Kusura bakmasın. Biz burada açık açık konuşmaya geldik. Hakem yönetmenliğine giriyorum. Hakem yönetmenliğinde hakem olma şartı da lise ve dengi okuldan mezun olmak denmiş. Tamam çok güzel bu arkadaşlarımız milli oluyor. Uluslararası olacağı zaman "sen kardeşim üniversite mezunu değilsin veya İngilizce, Fransızca bilmiyorsun sen uluslararası hakem olamazsın" deniyor. Burada bir çelişki var. Bu yönetmenlik yanlış sen hazırla, hazırla yani dört dörtlük hakem yetiştir, sonrada önünü kapat böyle şey olmaz. Antrenör olan arkadaşlarımızın hakemlik yapabilme konusu bence yanlıştır. Arkadaşlar hem antrenörlük yapabilmesi hem de hakemlik yapması bana göre yanlıştır. Eğer bu arkadaşımız taraf tutuyorsa, hakemler komitesi tarafından tespit edilip lisansı iptal edilmelidir. Her şey  ortada taraf tutuyor mu tutmuyor mu açıkça belli olur.

         Dil sorununa gelelim, arkadaşlar KPDS dediler. Bu yanlış KPDS sınavını bir İngilizce öğretmeni geçemiyor.  Bu nedir?. Bir insan yurt dışına gidince spor salonu sorabiliyorsa, otele gelip anahtar isteyebiliyorsa, bazı dertlerini anlatabiliyorsa, anonstaki ve borddaki yabancı kelimeleri anlıyorsa, bu yeterlidir. O zaman hakem yapabilmek için İngilizce öğretmeni olma şartını koyalım.

         Diğer bir konu şimdi söyleyeceğim ama FILA’da yeni çıktı diyeceksiniz ama güreş yapmayan kişileri hakem yapmayalım arkadaşlar. Benim güreşimde ter dökmüş arkadaşlar gelsin burada hakemlik yapsınlar. Güreş yapmayan kişi gelipte hakemlik yapmasın bir güreşçinin nasıl ter döktüğünü, nasıl hazırlandığını, kulübün nasıl imkan verdiğini ancak güreş yapan kişi bilebilir. Hakkı yenildiği zaman, güreş yapan bir kişi vicdan azabı çeker. Fakat güreş yapmayan biri ise, çekilir bir kenara sigarasını içerek keyif çatar.  Bu da Vicdan azabı verir. Güreş yapan kişi gelsin buraya. Hakemlik yaşının onsekiz yaşa indirilmesi diğer bir konudur. Hakemlerin izin sorunu, bu benim başımda var. Diğer arkadaşlarda da var. Kesinlikle ben bu toplantılara senelik iznimden alıp da geliyorum.  Biz o kadar fedakarız ki arkadaşlar albayımız da var, doktor, öğretmen gibi  kişiler de var. Bizim hakem camiası çok çeşitli kişilerle doludur.Ben bu güreşin hakemliğin yüzünden Halk Bankasında halkla ilişkiler bölümünde şefim. Benim arkadaşlarım yükseldi ve ben bu güreş yüzünden yerimde sayıyorum. Benim gibi birçok içerinizde arkadaşlarım vardır.

         Hakem yönetmenliğiyle ilgili biz müsabakalara kar kış demeden Erzurum’da olsun başka yerlerde olsun terör bölgesi demedik gittik geldik. Hakem ücretleri dört milyon liradır. Halktan bir arkadaşımıza "al sana yirmi milyon Şırnak bölgesine git gel hiçbir şey yapmayacaksın" de. İnanın gitmez arkadaşlar. Biz bu kadar fedakarız. Buna rağmen bize geçmiş federasyonu eleştirerek konuşmuyorum, eskiden beri gelipte bize "elinize sağlık arkadaşlar" diyen olmadı. Hakemler kişiliğini kaybetti. Kişiliğini bulsun arkadaşlar. Biz bu hakem ücretleriyle bir yere varamayız. Hep aynı yerde kalıyoruz. Geldikleri zaman yağmacılar geldi diyorlar. Neden hep yemek ve yatak konusunda beleşe alışmışız. Hakem ücretleri cepte kalsın hesabı yapıyoruz. Hesabını yapmıyoruz da bir yerde mecbur kalıp yapıyoruz arkadaşlar. Hepimizin hali belli bunları konuşalım biz.

         Müsabakalarda şimdiye kadar hakem komitesinin güreş hakemleri eğitimini dört dörtlük yaptığına inanmıyorum. Son  yedi ila sekiz yıl içerisinde hakem camiası çok iyi bir yere geldi. Şimdiye kadar hakem komitesinde görevli arkadaşları tebrik ediyorum. Yalnız müsabakalara bizler çağırılıyoruz ve hep benim üzerime sorumluluk biniyor. Ben ne zorluklarla maç yönetiyorum. Diğer çağırılan arkadaş "hiçbir şeyin farkında olmamış gibi elini kolunu sallayıp geliyor ve gidiyor"  desem de az olur ve hiçbir şey yapmadan oturuyor. Dışarıda müsabaka olduğu zaman, biz ikinci plana düşüyoruz. Yani ikinci kişiye yok kardeşim böyle adaletsizlik olmaz. Bütün bu hakem yönetmenliğini bizim dışımızdan biri hazırlamadı. İçimizden birileri hazırladı. Kusura bakmasın bunlar bu yönetmenlikleri hazırlarken, kendi menfaatlerine göre hazırlamıştır. Bunları açıkça konuşalım. Bunlar kendi arkadaşlarımızdır. Bazı arkadaşlar yetişiyor bunların yolu engelleniyor bunlar yanlıştır. Benim diyeceklerim bu kadar teşekkür ediyorum. Sağ olun.

 

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN: Şöyle bir madde var "c" maddesi, uluslararası hakemlerin kendi sınavlarıyla ilgili konu diyor ki “mevcut uluslararasındaki hakemlerden en az lise mezunu olan hakemler genel sınavdan sonra E kategorisini almaya hak kazanırlar”. Bu ilave olarak talimat çıktıktan sonra çok daha sonra genel müdürlükçe yürürlüğe konulmuştur. Diğer maddeye geçiyorum. Uluslararası hakem olma şartı. “En az üç yıllık milli hakemlik yapmak, yüksekokul mezunu olmak FILA da geçerli yabancı dili en iyi konuşulur düzeyde bilmek”. Genel Müdürlüğün gönderdiği kriterlerdir. Tamamen genel müdürlük bir kriter göndermiş. Yanılmıyorsam betmington federasyonunu baz almışlardır. Bunu göndererek bunları genel müdürlük koydu. Burada "FILA'da geçerli bir dilde yabancı dili konuşur düzeyde bilmek" maddesi federasyonlar tarafından bundan iki sene öncesine söylemiş olduğum maddeye bağlandı ve bir şeyler konuşulup aynı şartlara bağlandı. Yüksekokul mezunu olmak şartı tabii. Yani yüksekokul mezunu olan nasıl olsa en az bir şeyler bilir diye bir şartname hazırlanıyordu. Ancak bundan iki sene önce FILA'dan bir yazı geldi. Tam tarihini bilemeyeceğim. Uluslararası terfi sınavına gireceklerden "güreş yaptıklarına" dair belge istiyordu. Nerede güreştiğine dair, hangi dili biliyor artı üst düzey ulusal hakem olduğuna dair yazı istiyor ve bunun uygulanmasını istiyordu. FILA'da 1990-2000 yılları arasında bütün seminerlerde bütün terfi sınavlarında ulusal hakemlikten üçüncü kategoriye, üçten ikiye, ikiden bire, birden E'ye terfi sınavlarının lisanslı yapılacağını bildirmişti. Bunu defalarca beyan etmiştir.Bu yazı gelene kadar uluslararası hakem olacak kişilerin lisansları uygulandı mı? Uygulanmadı. Hiçbir federasyon uygulamadı. Neden Yüksekokul mezunu olma maddesinin altında hiçbir düzeyde karar alamadı ama bu yazı gelince federasyon karar aldı? Çünkü  mecburdur. Görevlendirme konusu sayın Sadettin Yücel de söyledi "ben iyi hakemim bana görev veriliyor". Türkiye şampiyonalarında  fakat benden kötü olanlara görev verilmiyor onlar bir kenarda oturuyor oda görev yapmış oluyor bende görev yapmış oluyorum. Doğrudur hakemlerin her birinin aynı kapasitede olması mümkün değil. Daha doğrusu müsabakalarda daha iyi görev yapacağına inandığı hakemi vermesi bence doğaldır. O öyle olursa FILA'da en son hakemlerin kurayla ataması teklifi yapıldı. Bunun sebebi de hakemleri taraf tutmaktan uzaklaştırmaktır. Bazı hakemlerin taraf tuttuğu düşünüldü. FILA'da son olimpiyatlarda gündeme getirildi. Bu konu olimpiyatlarda toplanan ilk FILA toplantısında gündem konusu oldu. Ama kabul edilmedi. Duyumumuza göre ama fikirdir ben saygı duyuyorum. Ayrı bir konu teşekkür ediyorum.

 

Dr.İbrahim CİCİOĞLU'nun Konuşması: Şimdi dil konusunda ben Tayfun beyin yapmış olduğu uyarı doğrultusunda bir şeyler söylemek  istiyorum. Bunu özellikle dil konusunda konuşurken her zaman rahatsız oluyorum. Fakat şimdi Tayfun Bey dedi ki; özellikle Celal Ağabey hakem sorunlarını anlatırken, "Ömer Suzan’ı götür dile gerek yok Zimbaddey de seninle anlaşsın". Sosyal ilişkide Suat Ağabey  bilmiyor ama seninle yabancı dil olarak birinci dereceden anlaşsın fakat kendisi içinde hepimiz bak kaçıyoruz müsabakalardan öyle bir zor durumda kalıyoruz ki bu kategori düşünmeye de götürebiliyor. Hakem camiası içinde o kurum içerisinde, zor durumda bile tabi orada bizi koruyor, gidip  o dili bilmediğimiz için kendimizi kurtaramıyoruz. Gidip orda verimli olamıyorsun. Etkili bir şekilde cevabını veremiyorsun. Sporcunun hakkını gidip orda savunamıyorsun.

 

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN. Şimdi bu yönetmenliğin bazı kişiler tarafından hazırlandığını söyledik. Bu uluslararası dil konusunu açıkladım ve uygulanmadığını da açıkladık. Daha sonra E kategorisi olmak için lisan şartları el yazısıyla yazıyorum, başka orijinal metnimde yok. Resmi gazeteden aldım koydum buraya. Başkası "bunu kimin çıkarttığını söyleyin" diyor.

 

Musa ARIK'ın Konuşması:  Onun değişmesi söz konusu olabilir ancak biraz önce evvel baştan söylediğiniz gibi bizim camiamız başta hakem camiası veya hakem camiasının dil seviyesinin düşük olduğu söylendi.

 

Bekir ÇEKER'in Konuşması: Hocam, Musa Hocam bu dil konusunu kapatmak istiyorum ve başka konuya değinmek istiyorum. 1995 senesinde hakem oldum. İki  seferde uluslararası oldum. Yüksek lisans yaptım. İşte gelmeyeceğiz diye de bir takım olaylar oldu. Bir hakemin sporcuyu savunma şansı zaten yok. Kendi kriterinde kendini savunabilmek için güreş temsilcilerine  1992 yılında Kanada’da Dünya şampiyonasında Türk milletinin yobaz olduğunu söyleyen Türk Milletinin gerici olduğunu söyleyen bir hanımefendi Güreş Federasyonunda dört senedir genel sekreterlik yapıyor.

         Dışişleri Daire Başkan’ı diyor ki yani arkadaşım bu dili bana verme. Böyle bir delil var resmi gazetede yayınlandı ama ben bu dili yapmıyorum. Bu dil sınavı bilakis güreş camiasına karşı olan bir kişi. Bu futbolun içerisinden gelip bize karşı olan bir kişi. Ben bunun şahsiyetini de tanıyorum. Kişiyi de tanıyorum. 1993-1994 yılında gidip de dünya şampiyonasına Macaristan’da bizim birinciliğimizi de geri aldığını da biliyorum. Yaşadığım için söylüyorum. Bana Avrupa Birliğinden soru sorarsan, Avrupa Ekonomik Topluluğundan soru sorarsan, bende 1927’li yıllardan kalma dilden kalırsam KPDS sınavında ben kendim için söylüyorum 30 ile 35'lik not almama imkan yok. Madem Tayfun Bey’in de söylediği gibi çözümü nedir? Biz de değil belirli seviyede olan insanları millilikten uluslararasına terfiye alacakları  hiç değilse iki aylık, üç aylık bir eğitim gibi yurt içerisinde yurt dışında bir kurs hızlandırılmış bir kurs açılırsa iyi olur kanaatindeyim.

 

Tayfun KARALİ: Hocam özür dilerim. Çok basit bir şey söylemek istiyorum. Köklü çözüm anlamında değil aslında biz bir camia olsak kenetlensek kendi içimizdeki çözümleri çok rahatlıkla bulacağız. İnanın bana her yıl en az on tane üniversite öğrencisini üniversite kurslarına en az dört beş tane öğrenciyi bölgemizdeki yabancı dil kurslarına ücretsiz olarak göndersek. Çünkü Milli Eğitim Bakanlığının kontenjanları var. Biz o bölgede idarecilik yapıyoruz. Bir şekilde yardımcı olup ama bu şekilde birbirinden kopmuş birbirimizin sırtına yüklemeye çalışıyoruz. Yardımcı olma noktasında yoğunlaşmalıyız, kendi içimizde çözmemiz lazım bu konuları diyorum.

        

Sadettin YÜCEL: Şimdi ben sizi eleştirmek açısından bunu söylemedim fakat yıllar yılı gelen bir konu bu, diğer arkadaşlarımız da var. Bu konunun içerisinde "ben yapmadım yok şu yaptı, yok bu yaptı" devamlı konuşulan bir konudur. Ortaya çıkartılan bu sorundur. Ben sizi eleştirmek istemiyorum, hepinizi seviyorum, sayıyorum, söylenenleri söylüyorum. Duyduklarımı söylüyorum.

 

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN:Sayın Suat BEYENEL buyurun efendim

 

 

 

Suat BEYENEL’in Konuşması: Konuşmama başlamadan önce böyle bir organizasyon düzenleyen Sn. Osman ŞANSAL Bey’e ve bütün katılımcılara saygılar sunuyorum.

            Önceki Federasyonda Merkez Hakem Kurulu yok denecek kapasitede idi. Son iki yıl hakemler açısından  son derece sıkıntılı ve saçma sapan geçti. Zira uzun zaman görevleri sadece 2 kişi yazdı. Bu bilgi herkes tarafından bilinmektedir. Biri süper kategoriden olmak üzere bir çok hakem, nedeni bile belirtilmeden kızağa çekildi ve görev verilmeyerek uluslararası bazı hakemler kasıtlı derece düşürüldü. Milli hakemlerin birçoğuna görev verilmedi. Merkez Hakem Kurulu Başkanı faal hakem olmadığı için zaman zaman hakemler ile dalga geçildi. Arada kopukluk olduğu için kurul başkanı bazı hakemleri hiç tanımadığını gösterdi. Şahsi fikrime göre kesin olarak  teklif ediyorum ki Merkez Hakem Komitesi mutlaka üst düzey faal hakemlerden kurulmalıdır. Sayın Demirci Federasyonu zamanında bu böyle idi ve hiçbir sorun yaşanmadı. Faal olmayan Sayın Hocalarımız, arada mutlaka kopukluk meydana geldiği için faal hakemler ile anlaşamamaktadır. Zira güreşte kurallar çok sıklıkla değişmektedir ve bunu da ancak faal hakemler uygulamaktadır. Önceki federasyon MHK'nin ancak son 6-7 ayda 4 üyeye çıkarmış ve adeta tüm hakemler ile dalga geçercesine bir üyeliği 3'üncü kategori bir hakem ile doldurmuştur. Bu dünyada görülmemiş ve olmayacak bir uygulamadır. MHK kararlarını mutlaka toplantı yaparak almalıdır. Bir yada iki kişinin aldığı kararlar öteki üyeler tarafından günler sonra imzalatılmamalıdır.  MHK hakemler arasında çok titizlikle ve tarafsız olarak uygulama yapmalıdır. Zira yan tutma örnekleri çoklukla görülmektedir. Hakemler arasında huzursuzluk yaratmaktadır. Türkiye Güreş Federasyonu’nda görev yapmakta olan çok zayıf güreş hakemleri vardır. Bu kişiler ya çok iyi eğitilmeli yada artık eğitilme durumları ortada yoksa tarafımızdan bilinenler  ayıklanmalıdır.

         Güreş müsabakalarında zaman zaman olaylar olmakta ve maalesef bu olaylar kesinlikle hakem hatalarından kaynaklanmaktadır. Hakem hatasından kaynaklanmayan olaylar ise, otorite yokluğundan meydana gelmektedir. Hakemler disipline edilmek zorundadır. Türkiye şu anda sadece uluslararası ve milli hakemlerin sayısı bilinmekte ve hakemlerin sağlıklı bir envanteri yoktur. Benim daha  önceki Demirci Federasyonu zamanında yaptığım bir envanter çalışması ise ortada yoktur. Bölge veya İl hakemlerimizin sayısını dahi bilmemekteyiz. Çünkü bölge hakemleri hiçbir surette görev alamamakta ve adeta hakem olarak görülmemektedir. Aday hakemlerin işi ise içler acısıdır. Bölge ve aday hakemlerin isimlerinden fazla bir şeyleri bilinmemektedir. Bu konuda geniş bir çalışma yapılması mecburiyeti vardır.

         Şampiyonalarda, gruplarda, liglerde her hakem grubu içerisine mutlaka gerekli görülecek sayıda Bölge veya il hakemi görevlendirmek lazımdır. Bu arkadaşlarda yetiştirilmelidir. Bazı bölge hakemi bölgesinde yılda bir tane maç yapmakta ve bundan sonra milli hakemliğe terfi için sınava gelmektedir. Bu hakem aslında bölge hakemi iken tanınmalıdır. Bu yolda ne başarılı arkadaşlar kaybolmuştur.

         Cetvel hakemi boşluğu gün geçtikçe büyümektedir. Uluslararası hakemlerin çok büyük bir kısmı dahi cetvel bilmemektedir. Cetvel hakemliği 4 veya 5 arkadaşımızın üzerinde dönmektedir. Bir grup yada şampiyonada rastgele hakemler arasından cetvelci arasanız belki de bulamazsınız. Bu sorun çok ciddi ve acildir. Derhal önlem alınması lazımdır.

         Federasyonumuza bağlı hakemlerden milli olanlar yılda  bir defa seviye tespit sınavına girmektedir. Bu sınav MHK tarafından hazırlanmakta ancak yapılması biraz sıkıntılar yaratmaktadır. Bu günkü ortamda bu sınav sadece Ankara’da yapılmakta, tüm milli hakemler kendi imkanları ile Ankara’ya gelmektedir. Bu günkü ortamda bu sınav hakemleri büyük bir mali külfet altına sokmaktadır. Mali külfet olmasa bile tüm Türkiye’den hakemler bütün gece yolculuk yaparak sınava gelmekte ve sabah saatlerinde uykulu bir vaziyette mini bir seminer görüp ardından sınava girmektedir. Buda başarıyı düşüren bir unsurdur. Bu durumun derhal düzeltilmesi lazımdır.

         Halen yürürlükte olan Güreş Hakem Yönetmeliği eğer faal hakemlerden oluşmuşsa faal E kategorisi hakemlerin yapacağı toplantılar sonucu MHK tarafından derhal günün şartlarına uygun olarak yenilenmelidir.

         Güreş müsabakalarına sırası gelmiş görev yapsın diyerek kapasitesiz hakemler yerine fazla görev yapmış olsa bile deneyimli hakemlerin görevlendirilmesi lazımdır. İllerde yapılan federasyon güreşlerinde mutlaka o ilden de kontenjan kullanılmalı ve görevlendirme yapılmalıdır. İllerdeki hakemler kendi  illerinde yapılan grup yada şampiyona maçlarında tehditler nedeni ile görev yapamamaktadır. Bu da çok üzücü durum yaratmaktadır.

         Tüm kategorilerde göreve giden hakemlerin  lisanslarını yanlarında götürmeleri ve baş hakem tarafından kontrolü ile imzalanmasının sağlanması lazımdır. Türkiye’de güreş hakemlerinin lisanslarını yanında taşımak huyları yoktur. Bu da ciddiyetsizlik örneğidir.

         Görev yazılarının federasyondan yazılma ve yollanma işi büyük bir aksaklık ile yapılmaktadır. Bu derhal düzeltilmelidir. Görev kağıtları çoğu zaman müsabakalardan sonra gelmektedir. Bu kısma çok becerikli bir kişinin görevlendirilmesi lazımdır.

         Müsabaka baş hakemlerine alt kadro hakem listesi yazılmaktadır. Ancak değişen hakemler ile ilgili bilgi verilmemektedir. Baş hakem kadrosundaki hakem yerine değişik bir hakem görünce ortaya gülünç bir durum çıkmakta ve baş hakem değişiklik olduğunu o kişiden öğrenmekte ve prestij kaybına uğramaktadır.

         Bazı hakemler görevlerinin uzak illerde olduğunu görünce göreve gitmemekte ve çok sudan mazeretler ileri sürerek bildirmektedir. Son zamanlarda ise, büyük bir çoğunluk tartıda bulunmamaktadır. İdari izin almakta olan bu hakem arkadaşlar güreşe gelmek için tüm gece yolculuk yaptıkları için müsabakada ciddi sorunlar olmaktadır.

         Tüm hakemler sık sık federasyon tarafından hatırlanmalıdır. Bu MHK'nin hazırlayacağı bir program şeklinde olmaktadır. Örnek olarak gösterebilirim ki ben 16 yıllık Uluslararası hakemim ne özel gün de ne de bir başka günde federasyon tarafından hatırlanmadım. Bir bayram tebriki bile almadım. Son yıllarda bazı FILA yayınlarını bile sanki ulufe alır gibi ya gizli yada hatır için verilmiş gibi aldım. Halbuki yeteri kadar gelen ve FILA hakem listesini içeren dergiden birer tane her uluslararası hakeme vermek lazımdır.

         Hakem ücretlerinde mutlaka ve çok acil olarak iyileştirme yapılmalıdır. Bu gün seans ücreti 4 milyon 700 bin liradır. Bir hakem günde 9 milyon almakta, yatak ve yemek mecburiyetini eklersek borçlu kalmaktadır. Bu gün için en mühim konu budur. Ayrıca, yağlı güreş hakem ücreti incelenmelidir.

         İl dışı göreve giden hakemlerin yol veya otobüs paraları ile mutemetler arasında rayiç beden üzerinden yapılan ödemelerde büyük anlaşmazlıklar çıkmaktadır. Mutemetler illerden 5 yada 6 ay önceki rayiç bedel listesini almakta, hakemin elindeki daha fazla olan otobüs biletini kabul etmemektedirler. Görev yapan hakemler çoğu zaman düşük otobüs parası almaktadır. Genel Müdürlük ile bu sorun mutlaka çözülmelidir.

         Yurt dışı görevlerinde hakemler mutlaka başarılarına göre değerlendirilmelidir. Sırası gelen şeklinde değil de başarısı ön planda olan hakemler yollanmalıdır. Sınavlara girecek hakemler özenle seçilmelidir.

         Uluslararası liste gözden geçirilmeli ve uluslararası hakem sayısı göz önüne alınarak en az 4 yıllık bir  plan yapılmalıdır. Rasgele ve başarısız çok sayıda hakem yerine başarılı ve yeterli sayıda hakem hedef olmalıdır.

         Hakemlerin müsabakalarda davranışları mutlaka disiplin altına alınmalıdır. Faal olup da yukarıda da anlattığım küstürülen ya da kopartılan hakemler acilen kucaklanmalı ve bu arkadaşlarımız görevlere yollanmalıdır.

         MHK'nin alacağı kararlar ile hakem tayinlerinde ambargo olmaması en büyük dilektir. Zira görevi biten federasyon ilgilileri alınan her kararı ters çevirerek büyük bir kaos doğmasına neden olmuşlardır.

         Müsabakalarda görev yapan hakemler mutlaka denetlenmeli ve federasyon temsilcileri müsabakanın geneli ile hakemleri hakkında rapor yazmalıdırlar. Bu gün federasyon temsilcileri sadece göreve gidip gelmekte yazılı bir rapor sunmamaktadır.

         Baş hakemler, hakemler hakkında mutlaka notlu rapor yazmalıdır. Bu gizli olmamalı ve gerekiyorsa hakemlere açıklanmalıdır. Kimsenin kimseden çekinmemesi lazımdır. Bu iş devlet işi olduğu için kimse gocunmamalıdır. Bu sistem şu anda çalışmamaktadır. Her hakemde aldığı nottan kendisine pay çıkartmalıdır.

         Sayın başkanımızın Türk güreş hakemlerini en üst düzeye getireceğini tüm hakemlerle birlikte bilmekteyim. Bu raporda eksik olan yada aklıma şimdilik gelmeyen kısımlarda zaman zaman şahsınıza rapor şeklinde bildirilecektir. Saygı ile arz ederim.

 

Tayfun KARALİ’nin Konuşması: Yapılanmanın istihdamla birlikte olması çok önemlidir. Yapının ilçelere kadar güzel bir organizasyonla birilerinin bu organizasyonu sağlaması gerekiyor. Bölgelerde tamamen olmasa da belli yetkilerin verildiği insanların olması gerekiyor. Bu arada bu organizasyonların yerinde halledilip çözülmesi lazım.

 

Suat BEYANEL’in Konuşması: 16 yıldan beri uluslararası hakemlik yapmaktayım. Son yıllarda 7 veya 8 yıl kadar yöneticilik yaptım. Federasyondan beni hatırlayan bir satırlık bir yazı bile almadım. Federasyonumuz bayram ve de yılbaşı gibi günlerde kendi elemanlarına bir kutlama mesajı göndermedi. Yeni federasyondan bunu rica ediyorum. Birkaç arkadaşımızın istenmeyen sebeplerden dolayı kategorileri ellerinden alınmıştır. Bu arkadaşların derhal kucaklanılması lazımdır.  Bu arkadaşları burada görebiliyorum. Bu arkadaşları derhal göreve sokulması ve gereken layık olan yerlere yükseltilmesini canı gönülden istiyorum. Uluslararası liste gözden geçirilmelidir. Uluslararası hakem sayısı göz önüne alınarak en az 4 yıllık bir program uygulanmalı başarısız antrenörleri de başarılı bir hale getirilmelidir. Hakemlerin müsabakadaki davranışları mutlaka disiplin altına alınmalıdır. Özellikle Türkiye şampiyonalarında uluslararası liste kesinlikle elden geçirilmelidir. Ben bu listeden bıktım. Şahsım adına söylüyorum. Neden diyecek olursak atak yapıp ta yukarıya gelenler değil, onlar başımızın tacı. Ama ben nasıl güreş hakemiyim. Bana kimse dokunmasın bende kimseye dokunmuyorum. Ama artık listeye bakmak zamanı gelmiştir. Biz bunları ferdi olarak toplumda konuşuyoruz. Ama iş bu noktaya gelince burada konuşamıyoruz. Hakem ücretlerininde mutlaka çok acil olarak düzeltilmesi lazım. Son olarak müsabaka baş hakemi olarak benim bazı sıkıntılarım oluyor. Arkadaşlarında herhalde vardır. Onu da söylemek istiyorum. Alt kadro listesi hakemleri yazılmaktadır. Ancak değişen hakemlere bilgi verilmemektedir. Bir hakem diğerinin  yerine geldiği zaman ona niçin geldiği ve nereden geldiği soruluyor. Ancak sorunca cevabını alabiliyoruz. Ben Malatya’da müsabakadan önce bir kişi beyazları giymiş yanımıza geldi.  Hocam benimde ismim var dedi. Muhtemelen de orada idi. Bende ona “bana federasyondan herhangi bir bilgi verilmedi, vallahi seni tanımıyorum" dedim. Acaba kendime “görevlimi geldi” diye sordum mahcup oldum. Yani, arkadaşa karşıda ayıp oldu.

        

Başkan Ender BÜYÜKERŞEN: Görevlerin tebliği konusunda izin yazılarının yazılması konusunda da pek çok sıkıntılar olduğunu zaten herkes biliyor. Hatta görev yazısı şekli bile değişmiş herhalde. Askerlerde de şöyle yazılıyor “komutanımızın uygun gördüğü taktirde” çünkü askeri yönetmenlik ona aittir. Uygun görmezse vermiyor. O cümleyi son zamanda öğretmen arkadaşlara, mühendis arkadaşlara belediyede çalışan arkadaşlara da yazmışlar. Tabi ki sakıncalı bence de izin almalarını zorlaştırıyor. Bunu genel sekreterliğe bildirmek lazım. Federasyonun çözeceği konulardan biri de budur.

 

Suat BEYANEL’in Konuşması: Efendim, son olarak Ercan Yılmaz arkadaşımız burada, zannediyorum kendisi bölge hakemi. Milli hakemliğe teşebbüsünüz var mı? Tahmin ediyorum var. Türkiye genelinde Ercan Yılmaz gibi birçok arkadaşımızın olduğunu gördüm ve duydum. Bu konu ile bir çözüm getirilmesini de istiyorum. Saygılar sunuyorum. Bu federasyon böyle bir organizasyon düzenleyip bu sorunları ortaya çıkardığı içinde teşekkür ederim.

 

Ercan YILMAZ’ın Konuşması: Bu kadar çok sorun içerisinde ben güreş yaptığım zaman hırçındım ve hakemlerle çok kavga ettim. Birisi de bana beddua etti. Allah seni de hakem yapsın dedi. Onu da hatırlıyorum. Bende dolaştım geldim hakem oldum. Şimdi bir büyüğümüzün çok değer verdiğimiz bir kişinin sayın İçişleri Bakanının Sadettin TANTAN'ın bir sözü var federasyon seçimleri sırasında şöyle demişti "halka hizmet hakka hizmettir". Bizde bunu kendimize güreşe göre değiştirip "güreşe hizmet demek halka hizmet demektir" dedik. Güreş ihtisasında 8 kişi hakem seçildi. Ben Erkan Hocaya çok özenirdim. Öyle hareketlere filan puanları verirdi. Televizyonda görürdüm. Hatta bende bir tişörtü vardı. Onu da bize hediye etti. Özendirmek için bizde hakemliğe girdik. Yahu dedim, biz güreş yapmış insanlarız. Güreş yapmayanlara da saygı duyuyoruz. Hatta daha çok saygı duyuyorum. Çünkü ilerlediler. Başımızda yönetici olarak bulunmaktalar. Hiçbir şey bilmeden yani güreş yapmadan o kadar çok çalışmışlar ki, bu seviyeye gelmişler. Onları tebrik ediyorum. Açık konuşmak lazım.  Siz 7-8 kişinin hakem olmasını sağladığınız zaman bir tek ben gittim güreşe. Yani müsabakalara bir tek ben gittim. Bütün arkadaşları müsabakalara ben çağırırdım ve bütün arkadaşları da güreş ihtisasında tebrik ettim ve biz bunu kimseye sevdiremedik. Hatta zor bir iş. Kardeşim orada hakeme küfür ediyor, diyor. Hatta bir gün Fikret ağabey var oradan bir tanesi küfür etti. Şiddetli tartışmalar oldu.Ben bu işe nereden bulaştım onu da bilmiyorum. Geçen sene ben bölge hakemliğini yedi senedir yapıyorum öyle böyle. Geldim Konya’ya bayağı yorulmuşum ayakta zor duruyorum. Dediniz hakemlik sınavı falan bende geldim girdim. Ya hakikaten öyle bir sorular vardı ki soruyu okurken bile anlamadım. Birazda benim kafam öyle sorulara basmıyor. Ben şu düşüncedeyim o gün oraya yorgun şekilde geldim. Hepimiz yol yorgunuyuz ve sınava girdik kime soruyorsam Erol beyde yanımda mesela oda iyi hakem. İstanbul’da hocalarımız bilirler iyi düdük çalıyoruz. Belki pratiğimiz yok ama çalıyoruz gördüğümüzü veriyoruz falan bizde orada Erol Bey’le ikimiz kaldık. Yani biz bu kadar kendimize eziyet çektiriyoruz. Hem de  işin içinden yani güreşin içinden geldik.  İstanbul şampiyonası oluyor parayı almaya gidiyoruz üç buçuk milyon vermiş ve ben memleketten geldim benzin parası yirmi milyon harcadım filan diyorum bunlar bizim sorunlarımız. Ha şunu söylemek istiyorum. Yarın öbür gün böyle bir hakemlik yani güreşin içerisinde milli takıma yetişmiş, yani ben ayrıcalık filan istemiyorum şahsım içinde söylemiyorum, bu işi yapıp yapmayacağım belli değil, belki bir daha gelmeyebilirim öyle bir sınava, bilmiyorum ama bizim gibi gönüllü yani bizim tabirimizle "kurşun asker" derler. Yani eğer böyle insanlar varsa birazda toleranslı birazda sıcak davranılmasını talep ediyorum. Saygılar sunuyorum.

 

Başkan Ender BÜYÜKERŞEN: Şimdi ben her zaman eşitlik ilkesinden yanayım. Sen dünya şampiyonu olsan, diğer hiç güreşmemişte olsa,  benim için değerlendirdiğim o kağıt önemli ama sen gel benden yardım iste “hocam bir geleyim sana şu kuralları bana öğret” diye istekte bulunda o zaman birkaç günde öğretiyim yani.

 

Ercan YILMAZ’ın Konuşması: Başkanı burada biraz, propaganda ediyoruz. Burada biz, İbrahim Hoca ,ne yapacağız? Bize bir hak verin diyoruz. İbrahim hoca oralı bile olmuyor.

 

Öğr.Gör. Satılmış BAYKUŞ’un Konuşması: Bu konuda bir şey anlatmak istiyorum. Bu sene Avrupa şampiyonasına Moskova’ya gittik. Hakem olarak yanımızda Erol Bora vardı. Erol Bora dedi ki “hocam bana iyi hakem olduğumu söylüyorlar, ben sana geleceğim” dedi. Bende “tamam sana 20-25 soru yazdım kafadan cevaplarını da yazıp vereceğim, onlara çalış kesin geçersin”  dedim. Çünkü sorular dönüp aktaralım aynı şeyler soruluyor. Dönüşte uçakta bir kağıt buldum ve 20 soru-cevap yazdım. Ona düşünceyi izah ettim. Konya’ya geldik ve ne olduğunu sordum “ya ağabey valla açıp bakamadım bile” dedi. Sonunda sınavda başarısız oldu.

 

Başkan Ender BÜYÜKERŞEN: Ercan Yılmaz’ı kürsüye davet ediyorum.

 

Ercan YILMAZ’ın Konuşması: Sayın başkan, saygıdeğer arkadaşlar teşkilata 36 yıllık emeği olan bir kişi olarak bu yazın emekli oldum. Hakem ücretleri konusuna girdikten sonra sayın arkadaşların bazı önerilerine cevap vermek istiyorum. Şimdi bizde hiçbir sorun yok yalnız beyin sorunu var. Bunlar tecrübeden kaynaklanıyor. Şimdi hakem yönetmenliğinin en son maddesi 43'üncü maddeyle ilgili konuşmak istiyorum. Bu yönetmelik hükümleri Gençlik ve Spor Müdürlüğünce yürütülür. Bir öneri sunduk. Gürsel arkadaşımız da önerimizi beğenmedi tabi ki. Afyon’da ücret konusu gündeme geldiğinde sayın Teyfik Kış vasıtasıyla başkanımıza aktarıldı. Ankara’ya geldiğimizde bu işi yapacağız dediler ama maalesef yapılamadı. Şimdi bu yönetmenliğin 43'üncü maddesine göre genel müdürlükçe yönetildiğine göre burada beyin sıkıntısı başladı. Bu yazının bu maddesine göre yani 43'üncü maddeye göre onay aldık genel müdürlüğümüzden hakem ücretlerinin günün sınırlarına uymadığı gerekçesiyle günün koşullarına uydurmak üzere resmi gazete yayınlanan "Bakanlar Kurulunu aşmamak kaydıyla resmi gazete belirtildiği gibi ücret ödenir" denseydi, cumartesi ve pazarları 4 milyon yerine 12 milyon para alabilirdik.  Bu yuvarlak hesap tabi. Dolayısı ile yıllardır mağdur olduk. İşte demin arkadaşımızın söylediği beleş yerler aradık söylemesi ayıp verdikleri 4 milyona küçük çaplı bir yemek bile alamadım. 3 milyon 900 bin lira para verdim buyurun. Gitti bir seans zaten buradan 21 saatte Artvin’e gidiyorsun. Belin ağrıyarak varıyorsun 8 milyon paranı kesiyorlar. Yapılacak iş şu, dolayısıyla hakem yönetmeliğinin şimdiki ücretleri beyin vasıtası ile tekrar düzeltilebilir. O bakımdan Tayfun kardeşimiz yok değil mi burada gündem olarak el atsın görüşündeyim. Merkez hakem komitesi seçimi, ben arkadaşlarımın görüşüne hemen hemen katılıyorum. Merkez hakem komitesi kurulu 5 Kasım 5 Ocak olsun, bence fazla arkadaşlar enflasyondur. Ben federasyon başkanıysam, istediğimi seçer ve istediğimle çalışırım. Burada şu yumuşatılabilir içimizde bu işin uzmanı arkadaşımız Ender Bey, hakem komite kurulundan ben başkanım ama Ender Bey’de uzman olarak istediğini seçer. Ben de federasyon başkanı olarak çalışanı seçerim. Ama 5 Kasım, 5 Ocağa gerek yok nede olsa enflasyon, “Şevket Kardeşimizin as başkanlık ve sekreter mesaisi gündemde bulundurulmalıdır” sözünü pek anlayamadım. Acaba orada bir huzur hakkı mı var?

 

Başkan Ender BÜYÜKERŞEN: Evet bende soracaktım evet orada bir zaman ayrılması gerekiyor, bu zamanı da bir şekilde değerlendirmek gerekiyor yani.

 

Çetin GÜLBİTEN'in Konuşması: Şöyle bir şey olabilir veya şu denilebilir. As başkanla genel sekreterin güreş federasyonunun bulunduğu yerde olması işleri takip edebilme bakımından önemli olabilir.

        

Ercan YILMAZ'ın Konuşması: İzin verirseniz yürütmeye elverişli kişilerin seçilmesi işi kolaylaştırır. Ben başkansam kendi komitemi kendim seçerim. Bu işe yakın olmasına özen gösteririm. Hakem olacakların dernekten referans alması gerekebilir. Dernekten nasıl referans alacak merak ediyorum. Hakem olmuş adama referans veremezsin. Referans almak için önce adam kazanacak, kazananların hemen gizlice derneğe iletilmesi lazımdır. Ona göre referansın hazırlanması gerekir. Kazananların listesi tekrar tebliğ edilecek lisansını alabilmek için derneklerden referans alınacak. Hakemlerde sınav, yaş ve terfi durumları açık olarak yeniden gözden geçirilmeli görüşüne aynen katılıyorum, dolayısıyla hakem yönetmeliği tekrar gözden geçirilmelidir. Hayatını cetvel hakemi olarak sürdüren arkadaşımız 45 yaşında il hakemiyse 50 yaşında milli hakem olarak gidiyor. Örneğin Ankara’da bir arkadaşımız var adı Kahraman Polat.  Ne mindere çıkar ne başka bir şey adamın hayatı cetvel başka bir şey yok. Güreşin bir adamı olarak ben önce işimin yürümesini isterim. Ben federasyon olarak konuşuyorum. Dolayısıyla bu işler seven adamların ellerinde olmalıdır ve onların da yaşının uzatılmasında ben fayda görüyorum. Doğruları söyleyenin taktir edileceği yerde tekdir almayacağı görüşündeyim. Eşitlik ilkesinin elbette taraftarıyım, yalnız kaliteye göre eşitlik yapalım. Üç hakemin dört hakemin görev almasına karşıyım. Bu işim hamallığını da  yükünü de ben yapıyorsam karşılığını da almak zorundayım. Hakem kurulları seçimle iş başına gelmelidir diye bir tez savunuldu ve teşkilatın kanunu bildiğim için maalesef ben bu Gençlik Spor Genel Müdürlüğünün kanununa da aykırıdır. Belki fahri kişiler illerde Vali merkezde bakan tarafından atanmaktadır. Bu kanun çıktıktan sonra seçime gerek yok. Dolayısıyla il hakemini il temsilcisi tayin eder. Validen onaylanır ve göreve başlar. Mevzuat budur arkadaşlar. Evet ben bir konuya daha değinmek istiyorum arkadaşlar. Kanunda bahsedilen bir olayın genelgesi olmaz kanun açık. 2445 sayılı kanun harcırah kanunudur. Mutlak masrafın dışında hiçbir şey alınamaz. Otobüsün tarifesi alınır mı arkadaşlar ben bunu sayın genel müdürümüze söylediğim zaman eliyle tersledi beni çok biliyorsun gibi. Emekli olmamın sebepleri de budur. Saygılar sunuyorum hepinize teşekkür ediyorum.

 

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN: Şimdi ben bu mahalli konularda konuşmak için hiç müdahale etmedim. Neden? Bugüne kadar bunlar bana her gittiğim yerde söylendi. Kendimde biliyorum tabii işte otobüs tarifesi şu kadar sözler söylediler. Örneğin ben Karaman’a gittim Eskişehir’den Mustafa Arslan geldi. Biletlerini gösterdi on bir milyona gelmiş. On bir milyonda dönüş parası; tarifi ise yedi milyon. Yedi geliş ve yedi dönüş toplam on dört aldı. O adam bedava yiyip içse cebinde o sekiz milyon yine de kalmaz, o sekiz milyon farkını da otobüs ücretine verdi. Bunları hep böyle gördük. Bu sorunlar hep bana anlatıldı ve bende federasyona anlatmak zorunda kaldım. Para konusunu hep ben gündeme getiriyormuşum gibi duruma düştüm kapattım çenemi. Bütün arkadaşlar bu konuya değindi. Bende bir şeyler söylemek istiyorum bu konularda fazla bir bilgim yok mali konularda ama Ercan’da teyit etti onu cumartesi ve pazar üç seans ödenebiliyormuş bu federasyonun bünyesindeymiş. Ben bunu yeni öğrendim. "Bu sefer bunu ödersek tartı ücretlerini keseriz" dediler. "Kaç tane hakem görevli yirmi tane o zaman tartıyı iki kişi yapar öbürleri de saat ücreti alamaz" dendi. "Aman aman ben bunu da söyleyemem" dedim. Yeni federasyonumuz belki hakem ücretlerini artırabilirse artırır. Cumartesi  ve pazar belki üç seans ödeyebilirsek bir nebze faydası olur. Bu sınavların milli hakem sınavlarının asıl gayesi seminerdir. Bu seminerleri daha önceki yıllarda bunları bölgesel olarak ta yaptık. Şu anda detaylarını görmediğim mahsurları çıktı.  Pek yaygın olması gibi bir görüş belirlendi. Burada hakem arkadaşlardan gelen "biz mağdur oluyoruz" konusunu gündeme getirdiler. Bilemiyorum bir hakemi seminere çağırıp ve ona para ödememeyi gerektirmez. İstenirse ödenebilir öyle değil mi? Hakemleri seminere çağırıyoruz, seminer veriyoruz ve arkasından sınav yapıyoruz. İstenirse bu mağduriyetin kalkması için para ödeyebiliriz.

 

Çetin GÜLBİTEN'in Konuşması: Bunun örnekleri var, şu anda aileleriyle birlikte hakemler Akdeniz’de seminer görüyorlar hepsini federasyon karşılıyor. Bunun haricinde amatör olarak basketbol, voleybol federasyonunu örnek alın onlarında fonları var onlarda aynı şeyi yapıyor bizde aynı şeyi yapıyoruz.

        

 

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN: Bilet konusu şimdi şu firmanın bileti, şu takdirde ödenebilirmiş, şimdi biz iki günlük bir müsabakaya gidiyoruz. Cumartesi  ve pazar seans ücreti alıyoruz. Perşembe günü ve pazartesi günü için de yol yevmiyesi alıyoruz iki milyon lira yani kanuni olarak perşembe günü hakemin gelmesi ve cuma günü tartısı gerekiyormuş. Şimdi akşam kısmı saat beşte yapılacak bir tartıya teknik toplantıya bir gün evvel kimse gelmez gelse muhakkak yatacak yer problemi çıkacak diyorlar ki federasyonda değil genel mali müdür bunu söylüyor. Perşembe gününün bileti varsa elinde, hangi firma olursa olsun ödeyeyim ve pazartesi dönmek için mevzuat buymuş.

Şimdi sözü Musa ARIK'a veriyorum. Buyurun  Sayın ARIK.

 

Musa ARIK'ın Konuşması: "Şimdi şanslı olsaydım anam kız doğururdu" derler ya onun gibi zaten şansımızda bir yerde duruyor. Bazı konular geliyor, bu konuları burada söylemek istiyoruz, söyleyemiyoruz. Sıranız gelince konuşun diyorlar fakat sırası gelmeyen arkadaşlar gayet güzel konuşuyor yani nedir bu bir şey varsa hep beraber yoksa hep beraber ben bunun karşısındayım. Bazı aramızda tartışacağımız konular vardı. Arkadaşların bir kısmı söyledi. Bir kısmı unutuldu  ve bir kısmı not edildi. Şimdi değerli arkadaşlar evvela biz mağdurlar olarak, birisi sayın Kanber Gökay, diğeri bendeniz, bir diğeri Seyit Efe, biri de Ali Tayyar arkadaşımızdır.  Giden federasyonumuz tarafından görevlendirilmedik. Kesik yedik bizim için uğraşan olmadı. Olmadı derken ferdi oldu. Benim değerli arkadaşlarım benim için uğraştılar ama ferdi uğraştılar. O arkadaşlarım içinde ferdi uğraştılar. Ferdi uğraşmalarla bir yere varılamayacağı biraz önceki arkadaşların söylediği, güreş hakem derneğinin faaliyete geçmesi bütün hakemlerin oraya üye olmasıyla gerçekleşir. Bir de Kamber Gökay’ın söylediği gibi ben onun karşısında değilim ama bazı konularda yanındayım. Şimdi "sen daha önce böyle söylemiyordun ve şimdi niye böyle söylüyorsun" diyecekler. Daha önce ben şunu söyledim. Merkez Hakem Komitesi en üst seviye hakemlerden oluşsun faal hakemlerden niye çünkü görev verdiği hakemlere hükmedebilsin en iyi konuları onlar biliyor doğrudur. En çok yurtdışına müsabakalara onlar gidiyor, görüyor ve yaşıyorlar doğrudur. Çünkü zamanında bizde gidiyorduk. Ben bunun içinde bunların o söylediğim sözlerin arkasındayım. Ancak geçirdiğimiz bir dönemden sonra ben o sözümden dönüyorum. Karışık olsun istiyorum. En az beş kişiden ikisi gayri faal olursa, üç tanesi faal olur. Bu şekilde o iki tanesinin içinden bir yürekli adam çıkar üçte iki olayı bitirir. Yani mağdur olan arkadaşlarımızın hakları verilir. Ben giden federasyonla dört defa görüştüm. Ben bu camianın içinden çıkan bir insanım on iki yıl güreş yaptım. Bir çok kere Silahlı Kuvvetler şampiyonu oldum. 1975'den 1989'a kadar Türk Silahlı Kuvvetleri Karagücünü ve milli takımın antrenörlüğünü yaptım. Şu anda aramızda bulunan arkadaşlarımızın da bir çoğu benim talebemdir. Gurur duyuyorum, şeref duyuyorum. Onlarla bu seviyeye geldiler, yükseldiler. Kimisi burada kimisi milli takım antrenörüdür. Kimisi burada süperior hakemdir.  Kimisi hakem hocası konumundadır. Ben bunlarla gurur duyuyorum. Şimdi durum böyleyken biz hiçbir sebep yokken dört sene kesik yedik, görev verilmedi. Gidiyoruz bizim camiamızdan gelmiş insanlara ağabey  suçumuz nedir? Hocam hatam ne? Ne yaptım ben? Varsa yetkin benim savunmamı al. Federasyona bağlı bir hakemim ben savunmamı al savunmamda bana şu suçlardan dolayısı suçlanıyorsunuz savunmanızı verin de  ve ceza kuruluna sevk et.  Gücün vardır altı ay üzerinde bana ceza ver hakemliğimi bitir. Tabi ki Ali Tayyar ağabeyimiz çoğunluğumuz tanıyoruz, Amasya ilimizde güreşe emeği  hayli çok olmuştur ve bu arkadaşımız mağdur edilmiştir. Bu arkadaşımız Konya’da güreş takımı  kurmuş ve iki veya üç yıl içerisinde dört beş tane Türkiye şampiyonu çıkarmış ve o şampiyonların içinden iki tane Dünya şampiyonu çıkarmış arkadaşımızdır. Mağdur ediliyor. Bu arkadaşımız yıllardır hakemlik yapmış, güreş yapmış, mağdur edilmiş. Sebep hiçbir sebep yok. İşte bunlara karşı çıkacak bizler değil faal hakemlerde karşı çıkmıyor çıktıkları zaman aynı olayı onlarda yaşayacak benim gibi. Ben biliyorum son seçimlerden, bir yemek olayı vardı. Sayın başkanımızın yemeğine birçok arkadaşımız gelemedi. Sebep oraya geldiği zaman kelleleri gidecekti. Öbürü seçildiği zaman böyle federasyon mu olur ben onunda yemeğine giderim oy hakkı benimdir. İstediğim yere veririm.

         Ben Türk Güreşi’ne yıllardır hizmet vermişim bunu sizler biliyor ve söylüyorsunuz. FILA'da iyi hakem yerinde değilsek bile normal hakem olarak sayılıyoruz. Suçumuz güreşe hizmettir. Bence o yönden komiteden komiteye  olmasa bile, Şevket arkadaşımızın dediği bu hakem yönetmenliğinin bazı maddeleri değiştirilerek bazı yetkilerin güreş federasyonu başkanından alınması gerekiyor. Hakemlerinde bir hak sahibi olması gerekiyor. Benim derneğim bir ara bir yazı yazdı. Sayın Ertemur Baş dernek başkanı idi. Verilen cevap ne biliyor musunuz?  5, 12 ve 35' inci maddeler gereği Güreş Merkez Hakem Kurulu tarafından görev verilmemektedir. Merkez Hakem Kurulu arkadaşlarım  burada ben her gün onlarla beraberim kesinlikle onların böyle bir kararları yok. O dediği kararlarda samimi olarak söylüyorum hakemliği bitirir. Rüşvet almak, sahte rapor tutmak gibi şeyler var. Eğer öyle bir şey varsa zaten benim hakemliğim biter ve çok özür dilerim sayın temsilcilerimizde buradadır. Orada bir konuşma vardır. Albay, yardımcı doçent, albay,  onbaşı,doçent vardır. Benim en çok zoruma giden olaylardan biri, o olay oldu. Üç sene kesik yememe rağmen kanıma dokundu. Oradaki görev yapan arkadaşı tanıyanlar 1975 yılına kadar tanıyanlar Güreş Federasyonunu parmağında oynatan adamdı. Türkiye Güreş Federasyonu iki kişi önerdi. Üçüncü adam yoktu. O görevi yapamadığı zaman istifa edip çekip gidiyordu. Şimdi gelelim değerli arkadaşlarımızın konuşmalarından aldığım bazı notlar var. Sayın yetkililerimizde buradalar kuralların devamlı değişmesi doğru belki benim lisanım iyi değildir. Bunu açıkça açıklıyorum. Efendim güreşe bir yenilik getirmek güreşi seyredilir bir hale getirmek için bu kurallar düzenlendi. Şimdi bakın bunu hazırlayan FILA şunu söyledi. Biz sorduğumuz zaman bunu hazırlayan  kimse güreş için bir şey yapmamış güreşin içinden gelmemiş kişiler hazırlıyorlar bu olmamış bir sene sonra öbürü olur diye değiştiriyorlar. Örneğin ABD’den gelen teklifler % 80 kabul oluyor ve diğer ülkelerden giden tekliflerde kabul oluyor. Oysa bizim ülkemizden hiçbir teklif gitmiyor, gitse de fazla kabul görmüyor. Bu tip değişiklikler yukarıda bu işi yapan kişilerin uzman olmadığından kaynaklanmaktadır.

         Yeni oluşan komiteden isteğim şudur. Gerek yurt içinde gerekse yurtdışından gelen kasetlerle güzel bir program hazırlanarak güreşçisinden tutun federasyon yetkililerine kadar eğitim semineri şeklinde sunulmalıdır.          Eğitimli bir antrenör camiası yetiştirmek istiyorsak, antrenörler mindere çıkıp maçları yönetmeli ve maçtan sonra kasete çekilmiş olan maçlardaki hatalarını bizzat yerinde görürse, çok başarılı olacağına inanıyorum. As başkanın Ankara’da olmasında yarar var çünkü bu işlerin daha iyi yürütülmesi takibini ve programlamasını iyi bilen birinin olmasında yarar vardır. Arkadaşlar güreş hakemler derneğinin çok önemi var. Aldığım notlara göre mesela bir yazısı var sayın Çetin Gülbiten’in bizim hakkımızda, birincisinde oraya bildiriyor. Bizim hakkımızda cevap bile veremiyor. Ancak federasyona cevap vermek durumunda kalıyor. Şimdi burada bir yönetmenliğimiz ve talimatımız var. Dört yıl uygulanmadı. Hiç kimsenin sesi çıkmadı. Eğer hakem arkadaşlarımız bir göreve gidiyorsa, talimatını okuyup dinlenmesini yapıp kendisini o müsabakaya konsantre edebilmelidir. Şimdi bu konuştuklarımız burada kalmasın bir rapor halinde federasyona sunalım.

         Daha önce göreve giden arkadaşlarımıza yurtdışına takibin eski federasyon başkanımız Sadettin Tantan tarafından sarı bir zarf verilirdi. Bu zarfta denirdi ki "Musa Arık sorumlulukların ve görevlerin var, Antrenörlere ve güreşçilere bu konular hakkında bilgi vereceksin".  Yurtdışına giden arkadaşlara yani herkese birer görev verilsin.  Hepinize teşekkür ediyorum beni dinlediğiniz için hepinize saygılar sunuyorum.

 

Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN: Değerli katılımcılar şimdi sözü Sayın Ruhi Seren'e veriyorum. Söz sizin, buyurun Sayın Seren.

 

Ruhi SEREN'in Konuşması: Sayın Başkan ve Divan Kurulu Üyeleri, çok kıymetli hakem hocalarım, değerli misafirler hepinize saygı ve sevgiler sunarak konuşmama başlıyorum.

         Güreş hakemliğini ve hakem sorunlarını hepimiz çok iyi biliyoruz ama sesimizi duyuramıyoruz. Sadece dile getiriyoruz ve dilde kalıyor. İcraat ve uygulamada geri kalıyoruz “Birlik ve beraberlik” bizim en büyük gücümüzdür. Bunu sağlayacak gücün ise bir sivil toplum örgütü olan Türkiye güreş Hakemleri Derneği olduğu ve bu derneğin güçlenmesi için çaba sarf etmemiz gerektiğine inanıyorum. Dernek konusunda sayın Şevket Demirkaya hocam bahsettiği için uzun süreli konuşmak istemiyorum.

         Diğer bir konu ise, Türkiye Şampiyonasında veya gurup müsabakalarında milli hakemlerin sayı, kronometre ve sayı tabelasında kullanılması ve hakemlik görevi yapmak için gelen hakemi orada saatlerce oturtulmamasını istemekteyim. Çünkü hakemlik görevi yapmak için başka bir ilden gelip de orada körlenmesi milli hakemlerin yetiştirilmesinde olumsuz bir olay olarak görüyorum. Bu görevi müsabakanın yapıldığı ildeki aday bölge hakemlerine yada personelden bu işi yapabilecek kişilere yaptırılmasını öneriyorum.

         Milli ve bölge hakemlerin yakalarında olmayan bir kimlik problemi var. Yani uluslararası bir hakemin nasıl yakasında FILA tarafından verilen bir kokart var ise, Türk ulusunun simgesi olan bayrağımızın ve Türk Güreş Federasyonu’nun armasının birlikte bulunduğu bir logo’nun yapılarak milli ve bölge hakemlerinin de müsabakalarda yaka kartlarını takmalarını Federasyonumuzdan istemekteyim. Başka bir önerimde, milli hakemlerin her yıl tekrarlanan seminer ve seviye tespit sınavına Ankara’ya çağrılarak sınava tabi tutulmalarını sakıncalı buluyorum. Bütün milli hakemlerin bundan dertli olduklarına inanıyorum. Bu sorunun dile getirilmesine rağmen çözümü için her hangi bir gayretin sarf edilmediği ve çözümün üretilmediğini düşünmekteyim. Bu konuya  öneri olarak aynı gün ve aynı zamanda Merkez Hakem Komitesinin belirleyeceği üst klasmandaki hakem hocalarımızın yapacağı seminer ile ve bu sınavın 5 veya 6 merkezde yapılmasını öneriyorum. Ayrıca bu sınavdan yaş tahsisi dolmuş milli hakemlerin muaf tutulmasını istemekteyim. Sınav ve semineri ile milli hakemlikten uluslararasına teklif edilmesi ve nitelik taşıyanların çağırılması gerektiğine inanıyorum. Yine aynı sınav mazeretinden dolayı katılamayan arkadaşların mağdur edilmemesi için katılamama nedenlerinin araştırılarak daha esnek olmalarını öneriyorum.

         En önemli ve üzerinde titizlikle durulması gerektiğine inandığım milli hakemlerin uluslararası olabilmeleri için aranan kriterlerin yeniden federasyonumuzca düzenlenerek yeni bir yapıya kavuşturulmasını istemekteyim. 1998’den 2001 yılına gelinceye kadar sadece 1 bayan hakem arkadaşımız uluslararası oldu. Kendisine başarılar dilerim. Şimdi yetkililere soruyorum;  neden bizler bu konuda mağdur edildik,  neden FILA  minderlerine yeni simaların katılması engellendi? Yabancı dil engeli yüzünden  bir çok arkadaşımız hakemlik yapamamaktadır. Giden federasyonumuz ve yetkilileri  bizi Genel Müdürlüğün Dış İlişkiler bürosuna kurban ettiler. Şimdiki Federasyonumuzdan  bu konuda titizlikle çalışarak Federasyonumuz bünyesinde  bir üst kurul oluşturarak  yabancı dil tespit sınavı yapmalarını öneriyorum. Yada Kamu Personeli Dil Sınavı (KPDS) ve Üniversite Dil Sınavı (ÜDS) veya Federasyonumuzun belirleyeceği bir yabancı dil kursuna tabi tutarak bizlerin eğitilmesini istemekteyim. Ayrıca uluslararası  hakem olarak arkadaşlarında yurt dışındaki masraflarında federasyonumuzca karşılanması ve hakemlerin mağduriyetinin giderilmesini istemekteyim. Görevdeki federasyon başkanımız ve arkadaşlarına başarılar dileyerek sözlerime son veriyorum. Saygılar sunar, teşekkür ederim.

 

 

Çetin GÜLBİTEN'in Konuşması:  Biraz önceki faal hakem olma konusundaki söze cevap hakkı aldım gayri faal hakemlerimizin %99’u bu olaylardan uzaklaşmıştır, kurallara hakim değildir. Son değişiklikleri bilmemektedirler, artı az çok bunları bilenlerde maksatlı olarak geleceklerinin işaretlerini vermişler bazı önerilerde bulunmuşlardır. (FILA) nezdinde görev yapan asistanlık yapan üç dört tanede delege olarak hakemlerimiz var iken, hakemliği unutmuş veya intikam maksadıyla gelecek adamların hakemlik yapmasını ben şahsen sakıncalı buluyorum. Bunun dikkate alınmasını istirham ediyorum.

         Birde lisanla ilgili Sadettin arkadaşımızın söylediği konuda bir eklemede bulunmak istiyorum. Kamu Personelinin Dil Sınavının belli bir rakamı gene de göz önüne alınmalıdır. 30 çok diyorsanız 20 olmalı ama genel müdürlükten gelen emirlere göre çifte standart uygulanmamalıdır. Buna mutlaka bir kalıcı çözüm getirmek lazımdır. 15 rakamı da kabul edilir 20 de federasyonumuz neyi uygun görürse odur.

         Ama net bir kriter olsun çifte standart olmasın diyorum. Bir de bizim cetvel hakemimiz altmış yaşını geçmiş yazı yazıyor "ben devam edebilir miyim?" diye ve özel bir yazı geliyor. Sonra "evet sen devam edebilirsin" deniyor. Bunun resmi anlamda federasyon açısından olur olmaz konusunu yabancı dil iki yıl önce İran’da konuşulan yabancı dil mahiyeti tavsiye mahiyetindedir. Mutlaka İngilizce şartının olup olmadığının yazılı olarak FILA'ya sorulması gerekiyor. Çünkü teknik direktörün hiç biri yabancı dil bilmiyor ve bunlar yukarıya doğru tırmanmaya devam ediyor. Bu hususun FILA tarafından yazılı olarak istenmesini istiyorum.

 

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN:          Aslında bunlar yazılı olarak var. bunların bir kere daha sorulmasında fayda görüyorum. Sayın Karali'nin konuşmalarından aldığım notlarda lobi faaliyetlerinin yapılıp yapılmaması belirlenmiştir. Mutlak surette yapılmalıdır. Ama nasıl yapılacağının belirlenmesi yönetim kuruluna üyeler sokarak mı bir yerlerde dostluklar kurularak mı oluyor? Bilemem ama maalesef bunlar mutlak gerekiyor.

 

Tayfun KARALİ'nin Konuşması:  Elimizde gerekli bilgiler olmadığı için ama ben FILA'daki bütün üyeler ve görevlilerin yerlerine yılbaşı tebriklerini ulaştırmaya çalıştık. Bizim kültürümüzü bırakıp karşı tarafın mantığına geçmek gerekiyor. Örneğin doğum gününü gerekirse eşleri için özel günleri bunlarla ilgili bir komisyon oluşacak mı? Bunları siz tartışacaksınız ki bizde yeni oluşumumuzda bunlara ilişkin komisyon alalım ve kurumlar oluşturalım.

         Hocam bir başka deyişle ben şuna inanıyorum ki bütün spor dallarında sporcu kadar kaliteli idarecimiz ve sporcu kadar kaliteli hakeminiz yoksa hiç bir şey olmaz. Kaç tane hakeminiz FILA'ya yöneltiliyorsa o kadar sporcunuz final yapar.

         Kaç tane kişi FILA'da yöneticiyse, o kadar hakemsiniz demektir. Bu camiaya ama bu bahsedilen eksikliğin giderilmesi için ne olmalı ne yapılmalı tek kişinin düşündüğü çözümüdür. O tek kişi olmadığı zaman FILA ile ilişkiyi sağlarsak başarımız daha çok artar.

 

Musa ARIK'ın Konuşması:     Şimdi efendim çok güzel bir konuya değindiniz orada bir yanlışlık var.  Mesela nedir? Diyorsunuz ki bir ülkenin kaç tane güreşçisi finale çıkarsa, o ülkenin o kadar hakemi final yönetir. Biz bunu yaşadık. Yıllarca dört, beş kişi yaşadık. Bizim üç tane başarımız oldu. Hamza Yerlikaya, Şeref Eroğlu, Hakkı Başar’dır. Federasyon yetkililerinden gidip FILA’nın yetkilileriyle görüşmesini istedim. Biz neden final maçlarına çıkamıyoruz. Ama ben hep kendimi orada maç yöneteyim, ben istiyorum ki ben kötü maç yönettiysem beni düşürsünler. Ama beni oraya çıkarmıyorlar. Gidin diyorum ama söylemiyorlar hiçbir ilgisi yok.

         Türkiye’de şampiyona oluyor Federasyondan gelen il temsilcisinin tüm ihtiyaç ve sorunlarıyla ilgileniyorum ama oturup da herhangi bir konu hakkında konuşma yapamıyoruz. Teşekkür ediyorum.

 

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN: Teknik konularda hakemlerin yardım konusu vardır. Şu güreşçinin şu oyunu daha iyidir. Hakem bunu gözlüyor. Hakemin güreş esnasında sporcunun performansını gözlemliyor. Ancak çok haklısınız. Bir tane hakemin ben size bu konuda dinleyeceğine inanmıyorum. Evet Sayın Avni SEL buyurun söz hakkı sizindir.

           

Y.Doç.Dr. Celal TAŞKIRAN'ın Konuşması: Biraz önceki konuda hakemlere bir iki teknik konuda açıklamada bulunmak istiyorum. Ben senelerdir teknik direktörlükte yaptım. Şampiyonlarda yetiştirdim. Fakat giden antrenörler bizim yardım etmemizi değil sporcuları yendirmemizi istiyor ve hatta siz bu konuda yardımcı olmuyorsunuz diye antrenör beni de çekiştiriyor. Ben de dedim ki şimdiye kadar sen hangi antrenörlerin inisiyatifiyle şampiyonluk kazandın. Hakkınızın alınmış olması sizin için yeterli değil midir. Eğer benim teknik konularda yapabileceğim bir şeyler varsa, bu konularda yardımcı olmak istiyorum. Fakat bu konularda değil illegal konularda bizden yardım istediler. Bundan öncekilerle böyle bir diyalogumuz oldu. Bunlar benim içimde bir uhde  olarak kaldı.

 

Avni SEL'in Konuşması: Değerli arkadaşlar ben çok fazla bu konuların üzerinde durmayacağım. Genellikle arkadaşlarımız bu konulara değindiler. Ben aynı zamanda il müdürlüğü yaptım.  1989’ a kadar illerde hakem ve personel ücretlerini il müdürleri danışma kurullarıyla tespit eder. İl Gençlik ve Spor Müdürlüklerine gönderir. Buna bütçe ayırdı ve ödedi. Merkezde de yine aynı şekilde federasyonu eleştiriyor. Fakat yönetmenliğin ismi şu spor hizmetleri uygulanmasında aktif olarak görevlendirileceklerin ücretleri diye bakanlık bu konuda bir kararname çıkardı ve bu kararname halen yürürlüktedir. Bu kararname bütün personel ve hakemleri kapsıyor. Ona da kat sayısı getirdiler. Mesela %10 gibi her sene artıyor. Federasyon başkanımız bu kararnameyi alarak bakanlar kuruluna bu artışla ilgili bir yazı yazmalıdır. Bu işin yalnız takipçisi biz değiliz. Diğer federasyonda da aynı sorunlar yaşandı. Ümit ederiz yakında çıkar. İkincisi güreş hakem yönetmenliği hakikaten bütün materyalleri güreşçileri içerir. Artı güreş hakem yönetmeliği 3289 sayılı GSGM yasasıyla da çakışıyor. O zaman şu madde konabilir en azından lise mezunu olunacak. Ben daha fazla konuşmayacağım saygılar sunarım.

 

Seyit EFE’nin Konuşması: Muhterem ağabeylerim, değerli arkadaşlar; ben halkın huzurunda fazla konuşmuş bir kişi değilim. Lügat ta parçalayacak değilim. Sözümüzü anlatamadık  ve duyuramadık. İşte kamera "biz sizi dinleyeceğiz"  diyor. Biz burada dertlerimizi anlatmazsak nerede konuşacağız. Dinlenmeyecek arkadaşlar, çıksın gitsinler. Sayın hocam şimdiye kadar konuştuk çare bulamadık, bir şey bulamadık. Ondan sonra bir birimize eleştiriye açık olmalıyız. Bir birimize saygılı olmalıyız. Ben biraz sert konuşuyorum özür dilerim. Demin Sadettin arkadaşımız konuşuyor burada kızdınız. Bırakın konuşsun ortada yanlış anlaşılma varsa bırakın ortaya çıksın. Birbirimize kızmayalım bir birimizi sevelim. "Kaybım oldu" diyor doğru benimde kaybım oldu. Bende iki sene önce müdür olacaktım. Bakın vallahi başımdan geçen bir olayı söylüyorum. Bu adam spor yapıyor diye hakemim ben Ankara’ya gidiyorum ayda benim 100 milyon lira zararım var. Niye bu hakemlik yüzünden kaybımız  var. Bu işi yapmak istiyorum, zaten kaybı olan insan buraya gelemez gidemez. Ben de fedakarlık yaptım buraya geldim. Birde birlik beraberlik içinde olmalıyız. Eğer birlik beraberlik içinde olmazsak, aynı böyle konuşur, konuşur böyle gideriz. Burada sağlayacağım bir güreş hakemleri derneği ikincisi ise siz değerli büyükler "E" kategorisindekiler, eğer sen "bu seyahate gideceğim, ben bu seyahate gideceğim" gibi bir sürtüşme olursa, kimseye fayda sağlamaz. Üç sene önce bunu duyuyordum. Kendi aramızda birlik yoktur. Hakemlerin güvenlik meseleleri, küfürde yiyoruz sopa da yiyoruz, hatta arabaya bile binemiyoruz. Kayseri’de bir basketbol müsabakasında belediye başkanı, kulüp başkanı, milletvekili sahaya inmek istedi. Ne yaptı burada hakem atın bunları dışarı dedi. Ben öyle istemiyorum ama hiç olmazsa güvenliğimiz sağlansın. Belirli bir yerimiz olsun. Eğitim konusuna gelince demin arkadaşlarımda dile getirdiler. Bilhassa uluslararası hakem arkadaşlarımız biz de dahiliz buna ne kitap açıp okuyoruz ne de kaset seyrediyoruz. Beş veya on sene çalışmış olan bir güreşçinin o anda hayatı gidiyor. Belki hayatıyla istikbaliyle belki de milli takımda bayrağı dalgalandıracak arkadaşı yok ediyoruz. Kendimizi yenilemeliyiz, eğitim ve kaset seyretme olayı da olmalıdır.

        

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN: Şimdi kendimizi yenilemeyi istiyoruz. Bu yenilemenin de test edilmesi lazım. Bu arada herkes imtihan yapılmasına karşı çıkıyor.

        

Seyit EFE'nin Konuşması: Fakat hocam uluslararası hakemlikte imtihan yapılsın. Fakat bu kategori düşülsün şekliyle de görev almak istemiyor adamlar. Düşüremeyiz, öyleyse orada aldığı puanlara göre verilsin görevler. Bir performansı bir de imtihanda almış olduğu puanlarla değerlendirme yapılsın. Antrenör arkadaşın hakemlik yapması, konusunda da bir şey söylemeyeceğim. En azından mindere çıksın ve hakemlik kolay mı zor mu görsün. Hakeme küfretmesinler. Dil konusunda imtihanlar güreşle ilgili olsun. Yurtdışında güreşle ilgili, konuşabilecek seviyede bir sınav yapsınlar. Saygılar sunuyorum müsaadenizle.

 

Tayfun KARALİ'nin Konuşması: Güreş federasyonu adaylığı döneminde toplantı yapıldı. ABD’de yüksek lisans yapmış, fakat yabancı dil biliyor diye bir belgesi yok. Üç saat Ankara Hacettepe üniversitesinde altı profesörden oluşan bir heyetle imtihana girerek federasyon başkanı oldu.

 

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN: Şimdi sözü sayın Fehmi SARI'ya bırakıyorum. Buyurun Sayın SARI.

 

Fehmi SARI'nın Konuşması: Değerli büyüklerim ve arkadaşlarım; duygularımızı bizler mikrofona alışık olmadığımızdan yeterince yansıtamıyoruz. Hepinizin bildiği gibi 17 Ağustosta çok büyük bir felaket yaşadık. Beni en çok duygulandıran olay ise çok değerli Ender hocamız Çetin hocamız önderlik yaparak deprem mağduru olan hakem arkadaşlara bazı yardımlarda bulundular. Bu organizasyonda da öncelik yaptılar. Bazı kimseler bunu görev fazlalığı olarak değerlendirdi. Tabi onlarda oldu, birde bazı hediyeler verildi. Onların önderliğiyle diğer arkadaşların katılımıyla oldu. Bu yardımları da Çetin hocamız ve Şevket hocamız bizzat Adapazarı’na gelerek bizlere iletti. Burada ben bütün Adapazarı hakemlerinin adına tüm arkadaşlara teşekkür ediyorum. Yalnız çok değerli federasyon başkanımız bizlere geçmiş olsun dileğinde bulunmadı. Buna çok üzüldük. Böyle bir şey beklerdik. Ama seçim zamanı gece gündüz telefonlarımız susmak bilmiyordu. Burada da onların ayıbıdır diye düşünüyorum. Her sene imtihana giriyoruz, ben zaten her gün hakemlik kursu görüyorum. Antrenman yaptırıyorum. Bizzat her gün hakemlik yapıyorum. Ama bizim kafamız bazı şeyleri almıyor yapamıyoruz. Bazı şeyleri 20 senedir yapamıyoruz. Hakemim, ya 10 tane maça geldim yada 15 tane her sene imtihan olayı bu nedir. Bunun bir şeye bağlanması gerekiyor. Birde izinle ilgili olarak, iş yerleri izin vermiyor. Gelmediğimiz zamanda görev verilmiyor. Buda doğaldır. Ama burada bizim yapabileceğimiz her hangi bir şey yok. Bunun da tekrar gözden geçirilmesini istiyorum hepinize teşekkür ediyorum.

 

Musa ARIK'ın Konuşması: Şimdi arkadaşlar demin Ruhi arkadaşımızın konuşması ve Seyit Efe’nin konuşmasında bu hakemlerde hep imtihandan yana. Bana göre de bu imtihanın her yıl yapılması yerine başarılı olan hakemlerin değilde başarısız olan hakemlerin her yıl yapılması lazım.

 

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN: Seminerde yapılıyor akabinde.

        

Musa ARIK'IN Konuşması: Başarısız olanlar için ikinci yıl imtihanın gerekli olduğuna katılıyorum. Ben başarılı olanlar için ikinci imtihanın gerekli olmadığını düşünüyorum. Uluslararası hakemler imtihana niye girsin ki bu hakemleri FILA göreve getirmiştir. Düşmesini de FILA sağlar. Ha bu demek değildir ki ben 70 almışım diğeri ise 90 doğru. Bu sadece teorik bilgiyle olacak olay değil. Burada uluslararası hakemlerin imtihanın daha önce uygulamadığınız bir kuralı vardır. Müsabakanın baş hakemi tarafından değerlendirilsin. Uluslararası ve milli hakemlerde değerlendirilsin. Hatta bunları ayrı ayrı değildi hepsi 100 üzerinden değerlendirilsin.

 

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN: Birinci kategori ikinci kategori diye iki kategoriye ayıramayız. Bu hakem kötüdür iyi görev yapamıyor diye, kısmen bunlar çok ağırdır.

 

Musa ARIK'ın Konuşması: Uluslararası hakemler gözden geçirilir layık olanlara ben baş hakemliğimi veririm çok sevinirim. Ben birinci sınıf hakemim iyi değilsem vermeyin bana. Beni seminere çağırırsın, müsabakalara çağırarak bir değerlendirme yaparsın.

 

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN: Birincisi benden bulmasın, ikincisi birlik beraberlik deniliyor sanki, diyelim ki 5 gurup müsabakası var. 5 tane hakem gittik. Bütün uluslararası hakemlerde orada görevlidir. Şimdi yazacak bu kötüdür diye. Şimdi Ali, Veli başlıca şu hakem benim hakkımda, kötü karar verdi diye. Halbuki bu gizli kalsın. Sonunda bu adama görev vermeyeceksin değil mi? Gelecek diyecek ki bana niye bu camiada görev yok. Bunu şeffaf olarak iyi açıklamak lazım. Futbol federasyonları nasıl yapıyorsa, sana arkadaş baş hakem iyi görev yapamadı diye denilebilir mi? Denilirse, o gidecek onunla kavga edecek. Baş hakem bir daha hiç öyle bir cümle yazmayacak. Ben bunun mahsurlarını da öne koyuyorum. Bunları tartışalım, çok güzel uygulanması lazım. Şimdi şunu söylemek istiyorum. Uluslararası hakemlerde dil sınavı yapılmalı mı yapılmamalı mı?  Beyler bir yerde FILA futbol kurulunun koyduğu kural olarak ama hepiniz beyan ettiniz ki içimizdeki kötü hakemlerin silinmesi lazım.

 

Ruhi SEREN'in Konuşması: Milli hakemlerin uluslararası dil sınavına girerken onların belli bir ölçüye alınması gerekiyor. Okuduğum için bunu beyan etmek istiyorum.

 

Sadettin YÜCEL'in Konuşması: Musa hocam doğru söylüyor. Lig müsabakası olsun, Türkiye Şampiyonası olsun,  Federasyonun hakemlerinin haricinde, en azından hakem kadar bir bilgiye sahip olan bir arkadaş görevlendirilsin. Artı bir anket yapılabilir orada ama ben hakemleri, konseyi kurtarmak için diyorum. Ama bu Türkiye şampiyonaları da olabilir

 

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN: Hakemlerin dışında kaç kişi hakemleri değerlendirebilir. İşimi verebilir misiniz? Ama bunu giden federasyon uyguladı. Buna örnek vereyim. Yeni hakem olmuş arkadaşlar İzmir’e maç yönetmeye gittiler. Orhan bey federasyon genel sekreteri idi. Ama federasyonu da yönetiyordu. Belki federasyonda bir boşluk vardı. Yeni federasyon başkanı daha atanmamıştı. Bende orda minder hakemiydim. Minder hakemi olmaktan ziyade ortada maç yönetmeyi seven biriyim. Orada yaşlı adamın biri gelerek Ender bey siz ne zaman mindere çıkacaksınız dedi. Ben şöyle düşündüm. Bir gazeteci falan zannettim. Meğer adam federasyon temsilcisiymiş, ve beni değerlendirecekmiş. Hiç kimsede tanımıyor.

 

Ercan YILMAZ'ın Konuşması: Ender bey arkadaşımın da dediği gibi Ercan Yılmaz kim dedi bana. Bende benim dedim.  Sonra sordum kim diye, efendim federasyon yetkilisi puan veren kişi dediler bana.

 

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN: Şimdi konuşmasını yapması için sözü sayın Satılmış BAYKUŞ'a bırakıyorum.

 

Öğr.Gör.Satılmış BAYKUŞ'un Konuşması: Sayın başkan değerli arkadaşlar ben çok kısa bir iki soru sormak istiyorum. Bu  hakem yönetmeliğinden herkes şikayetçi ve (E) kategorisi hakemleri tarafından hazırlanmıştır. Kendilerinin arkasından gelecek hakemleri engellemek için düşünülmüştür. Her ne kadar söylenmese de şimdi değişiklik öneriyorlar. Hepimiz değişiklik getirilmesi taraftarıyız. Benim bir önerim var, E kategorilerinin ağırlıkta olduğu bir kural çerçeve gelecek. Bunlar hazırlayacak, arkasından yine aynı şeyleri söyleyecek.

 

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN: Merkez Hakem Kurulu hazırlamasın diye bir olay yok. Bir kurul oluşturuldu. Eğitim ve federasyon kurulundan kişiler gelir ve tartışılır. Federasyon başkanıyla, bütün konularda tartışılır. Bakın şu konularda şu görüşler de maddede bunun görüşülüp incelenmesidir.

 

Öğr.Gör.Satılmış BAYKUŞ'un Konuşması: Benim teklifim "E" kategorisi hakemlerin dışında bir komisyon program hazırlanılmasıdır. Bu hakem yönetmeliğidir. İkinci bir teklifim başımdan geçtiği için söylüyorum. Hakemler gittikleri yerde deniliyor ki "hakemler kulüplerin yemeğine gidiyor, ve kulüp tesisin de kalıyor" deniliyor. Ben bütün arkadaşlara söylüyorum. Hiç kimse kulübün yemeğine gitmesin tesisinde kalmasın. Otobüsüyle taşımasın başıma geldi.  İzmir’de tribünde sayın başkan "bunları yediriyorsunuz, içiriyorsunuz diye, ondan sonra aleyhinizde düdük çalıyorlar, tribünden bağırıyorlar" şeklinde konuştu. Bir merkez hakem komitesi kurulunda yer almak konusuna geleceğim. Ben bu işe talip olmam. Bu komitede yer almak büyük sorumluluk gerektirir. Bana göre hiçbir getirisi yoktur. Bilmiyorum bazılarına var mı? Ne olacak  oraya oturunca, birçok arkadaşımla kötü olacağım. Bir çoğu bana az görev veriliyor diyecek. Diğeri ise dil sınavına beni aldırmadınız. Hatta birisi bir rapor yazmış milli hakemler yılda 130 dolar kapıyormuş. Ben geçen sene 3-4 müsabakaya gittim en fazla 100 veya 150 dolar kalıyor. Suat hocamla geçen sene Polonya’ya nasıl ayarladılarsa, yolda bir gece yattık. 350 dolar verdim. Yurt dışına 3 veya 4 kez giden hakem iyi para alıyor. Yurt içinde ücretlerden herkes şikayetçi. Birincilikte maç yönetiyorum gidiş geliş hariç 14.500.000 lira alıyorum. Geçenlerde Şeker ile Karagücünün maçlarını yönettim. Neredeyse sopa yiyecektim. Bizler artık belli bir yere gelmiş polis, albay, profesör olmuş hakemleriz. Ben polis gücünde hakemim ve beni dövecekler. Böyle şey olmaz. O arkadaşlar halen kongrede cirit atıyor. Kimsenin bir şey dediği yok. Onun için hakemlerin durumu maddi yönden zaten cazip değil. Hakikaten dünyanın en büyük hakemi Ender Büyükerşen'dir. Gördüğü yerde düdüğü çalan  yoksa bu Almanmış, bu İranlıymış, bu Türk'müş diye çalmaz. Şimdi böyle şeyler merkez hakem komitesinde rol çatışması oluyor neden? Kadir ağabeyimiz merkez hakem kurulu üyesi, çok sevdiğimiz bir de arkadaşımız. Şimdi biz baş hakemiz emrimizde ama merkez kurul üyesi, bu nasıl olacaksa bende anlamıyorum. Yani eziliyor altımızda bir takım kişiler. Arkadaşlar gerçekten biz kimseyi ezmek istemiyoruz. Belki ilk zamanlar tecrübesizliğimizden arkadaşlarımıza kırıcı olmuş olabiliriz. Kesinlikle kötü niyetimiz yok. Ödül bile verdiğimiz kişiye gerçekten sert davranmışız. Bu ailevi nedenlerden de kaynaklanıyor. Ben özür diliyorum. Onlarda burada rol çatışması oluyor. Bu nasıl çözülecekse bilemiyorum ve kesinlikle şunu söylüyorum ki faal olmayan hakemlerden hoca olmaz. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. Birde yurt dışına gittiğimiz zaman deniliyor ki, hakemler takıma nasıl faydalı olacak. Gerçekten hakem varsa güreşçi için var. Güreşçi yoksa hakemler niye orada olsun. Amacımız şampiyon yetiştirmek. Şampiyon yetiştirmekten ziyade bu ülkede güreşi yaygınlaştırmak. Dünya şampiyonlarımız var, ülkemizdeki insanlar onu seyredemiyor yani şunu söylemek istiyorum, futboldaki ligleri kaldıralım. Futbol bir sıfır olur. Onun için kulüpleri güçlendirmek bu işi yaygın hale getirmek taktiktir. Hakemin en önemli yardımı bu noktadadır. Bu bir gerçek realitedir. Güreşçi beden eğitimi ve spor bölümü mezunu ve  lisan biliyor. Antrenör ortaokul mezunu 1 kelime lisan yok. Köşede aciz kalıyor. Hakemin en büyük görevi yurt dışında sporculara taktiği olmalı ben birçok müsabakada ağladım. Örneğin Türkiye şampiyonasında bizim çocuklarımız insan parçalıyor. Birbirlerini yiyorlar. Bu çocukları yurtdışına götürüyoruz bitmiş eli kolu kalkmıyor. İnsanın içi sızlıyor. Şimdi başkana söyledim. Sayın başkanım hiç kamp yaptırma bunlara. Bu çocukları Türkiye şampiyonasından al götür daha çok başarılı olursunuz. Yanlış antrenman sonucu bitmiş çocuklar, kamplardan bıkmışlar ve antrenör sporcuya içerde sopa atıyor mağlubiyetten korkan sporcu kesinlikle başarılı olamaz. Antrenörlere söyledim "siz sporcuları kendi çocuklarınız gibi sevmedikçe onlarda sizi ağabeyi gibi sevmedikçe başarı mümkün değil" dedim.

         Yeni federasyonumuzdan istirhamım Türkiye’de çok antrenör olacak başarılı arkadaşlar var. Gönderin ABD'de  10 veya 15 kişi en güzel şekilde işi öğrenip gelsinler. Amerikalılar kendine has bir güreş geliştirmişler. Metin Kaplan arkadaşımıza dedim ki; "Metin iyi izle Amerikalılar güreşi biliyor mu yoksa  bilmiyor mu? Ne yapmışlar ne yapmamışlar". Serbest güreşte bilgisayardan bir insan geliştirmişler. Amerikalılar güreşi ve tekniklerini, bilimsel bir biyonik üstün bir hale getirmişler. Bizim de greoko - romende bu uygulama çok ileride ama serbestte bu yok. Orada herkesin kendi kişisel becerisi var. Sporcuya maç esnasında yanlış zaman da dal diye bağırılırsa güreşçinin yenilmesine sebep olur. İşte milli hakemlerin bilgilerini böyle ölçüyoruz. Bu seneki sınavın sorularını okudum 250 soruyu 90 kişinin içinde 3-4 kişi doğru yapmış. Çok önemli bir kural benim en çok üzüldüğüm bir olay. Sınav kesinlikle kurallarda 100 alması lazım. Arkadaşlar lisan bilmeyen arkadaşlarımızın ezildiği orada gözüküyor. Teşekkür ediyorum.

 

Çetin GÜLBİTEN'in Konuşması: FILA hakemlerinin sınav durumu konuşuluyor. Bunu bir kere FILA gözden geçiriyor. Bunların tekrar bir daha sınava girmesi bence uygun değil. Milli  hakemlerde senede 1 defa sınava giriyor. Uluslararası hakemlerde 1 defa sınava giriyor ve arkadaşımızın FILA hakemlerinde dili olmayanı silelim. Bu bence çok sakıncalı. Eski federasyon zamanında silme diye bir operasyona girişildi. Bilinçli ağabeylerimizi önlediler. Bu vahim olay çok üzücü, saçma bir şey, kurumsal yönden tazminat davası doğurur. Birde sayın başkanım biraz önce hiyerarşiden bahsedildi. Merkez hakem komitesi için geriden genç gelen kuşaklar var. Usta arkadaşlar var. Yerlerinin alınmasını istemez. Onun için bir yerde denge unsuru oluşturacak şekilde diğer bir kategoriden hakemlerin olması en adil bir şekildir.  Hepinize saygılar sunuyorum.

 

Bekir ÇEKER'in Konuşması: Ben bilhassa hakemler için 3-5 hususu söyleyeceğim. Geçen hafta, iki hafta önce Şeker maçına görevlendirilmiştim. Şeker maçında bir tane güvenlik görevlisi yok. Maç yarı oldu, 3 veya 4 tane maç kaldı. Ben dedim ki arkadaşlar burada maç yönetemiyorum. Bana dediği şeyler de var. Kendime bu şekilde küfür ettirmezdim. Eğer güvenlik görevlisi olsa, ben içerde bazı şeyleri yapmazdım. Kendisi de şahit oldu. Ruhi’de burada kendimi korumak için orada rezil olmaktansa her şeyi yaparım. İkinci bir unsur böyle bir pozisyonda küfür yiyen hakem hakemlik yapmasın. Bununla birlikte olup hakeme hakaret ettikten sonra hiçbir arkadaşım teselli için boş bir yere ve o kişinin yanına gitmesin. Hakemler ne sporcuyla ne de antrenörlerle fazla muhatap olmasın gittiği yerde. Bir de şu var geçmiş federasyonda oldu bu olay. Bu tip insanlar, bu camiaya ne kadar büyük zarar verdiğini göz önüne getirmeliyiz .Bizim camiaya öcü gözüyle bakılıyor. Bunu bizim silmemiz lazım. Beden eğitimi öğretmeni öğrencilerine estetik olarak bir spordur diye güreşe bir şekilde öğrencinin yaklaşmasını sağlayacak. Güreş dediği zaman bayanlar izlemeye gelmiyorlar. Korkuyorlar. Bunun için hakemlerin, birlik ve beraberlik içinde hareket etme zorunluluğu var. Şimdi çok güzel bir ortam yakalanmış. Arkadaşlar bazı isteklerde bulundu. Eğitim seviyesi olsun, dil sınavı olsun, yaklaşım olaraktan olsun. Daha önce bir üst kategorideki hakeme şu şöyle olsun diyemiyorduk. Ama şimdi tartışılıyor. Hakemlik müessesesi bir saygınlık adı altında güreşe hizmet eder. Sporcusuna, başkanına hizmet eder. Aynı karşılığı da diğer birimlerden de aynı saygınlığı gören bir müessese haline getireceğiz. Teşekkür ediyorum.

 

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN: Bir diğer problem de hakemlerin tesir altında bırakılmaya çalışılma nedenidir. Hiç bir zaman bir güreşçi nedense kendisi yenilmiyor. Hep hakem o güreşçiyi yendiriyor. Sorumlu olduğu makamlara karşı burasıdır diyor. Onlar için kriter orasıdır. Liglerle ilgili şeyler tekrar gözden geçirilmelidir. Federasyon temsilcilerinin bu işi bilen kişilerden orada olacak şekilde seçilmesini de istiyoruz. Orada da teknik toplantısında emniyet ve doktoru şu saatte hazır bulundurulacak gibi talimatlar verilmelidir. Bir önceki federasyonumuz kendi sahasında oradaki güvenliği sağlayamıyordu.

Şimdi ben görevlendirme meselesiyle ilgili bir şeyler söyleyeceğim. Her türlü müsabakada hakeminiz ölçüsünde güçlüsünüz. Bunu defalarca anlattım. Bazen itibar edildi. Bazen seyahat düşkünlüğü şeklinde yorumlandı. Minder sayısı kadar hakem görevlendirmek gerekir. Bir A minderinde, bir C ve bir de B minderinde hakem aynı anda maç yönetiyorsa, bu minderlerde bulunan diğer ulusların hakemleri izlendiğini fark edecekler ve diyecekler ki, “biraz sonra bu minderde bir Türk hakem maç yönetecek”, Böylece taraf tutmaktan diğer hakemler kaçmak zorunda kalacak. Bu kesinlikle çok önemlidir. Bunu seyahat olarak düşünenler oralardaki maçlarda itibarlarının ne olduğunu olumsuz olarak görebileceklerdir.

         İkincisi, federasyonumuzdan son isteğim bizler hakem eğitiminde iyi bir seviyedeyiz. Ama, daha iyiyi yakalamak her zaman amacımız olmalıdır. Hakem eğitim seminerleri yapılırken, ezbere veya teorik değil, görsel olarak, yani tatbiki olarak yapılmalıdır. Herkes bu şekilde hatasını görür ve bir yanlışlığa meydan vermemiş olur. Bir şampiyona yapılır. Bir ay sonra bu şampiyonanın kasetleri merkez hakem kuruluna verildiğinde,  hakemler bir analiz yapma imkanı bulur ve varsa hatalar bu şekilde görülmüş olunur. Çünkü bazı hakemlerimize hatalarını inandıramıyoruz. Bu şekilde bakınız buyurunuz hatanız şudur diye gösterebileceksiniz. Ondan sonra düzelme kolay ve kendiliğinden olacaktır. Hepinize teşekkür ederim. Müsaadelerinizle oturumu kapatmak istiyorum.

 

Musa ARIK’ın Konuşması:Efendim müsaadenizle Ender Bey’i teyit etmek babından bir şey söyleyeceğim, “Uluslararası müsabakalarda üç hakem bulundurduğunuzda  zaten kendi maçınızda müsabaka yönetemiyorsunuz. Birilerinin  başka maçları yönetirken, birileriniz oturup kendi maçlarınızı izliyorsunuz. İtiraz konusu olduğu zamanda izleyeceği için şurada şu puan verilmeliydi veya verilmemeliydi diyebilir. Çünkü o maçı izlemiştir.

 

Y.Doç.Dr.Mürsel AKDENK’in Konuşması: Beyler birkaç dakikanızı alabilirmiyim? Bendeniz dışardan geliyorum. Ama sizleri biraz dinledim. Ben Ondokuz Mayıs Üniversitesinde Öğretim Üyesi Mürsel AKDENK. Biraz önce bir başka komisyonda da söyledim. Konunun sizler için önemli olduğu için söylüyorum. Hem akademisyeniz hem de medyayı takip ediyoruz. Birincisi güvenlik konusu dediniz. Sosyal güvenlik meselesi maalesef ülkemizde tam anlamıyla yerleşmemiştir. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) 30. Kasım. 1999 tarihinde sosyal güvenlik gibi bir vakıf kurdu. Sizleri de yeni federasyon başkanıyla görüşün böyle bir vakıf kurun. Çünkü hepinizin gördüğüm kadarıyla buna ihtiyacı var. Çünkü vakıflar kanunun 903 sayılı yasasına göre kurabiliyorsunuz. Bu konuda tereddüdü olanlar ayrıca tartışabiliriz. Çünkü sistem olarak tüzük de atlıyorsunuz. Bir başka şey ise hakemlik kurallarınız futbolda olduğu gibi profesyonelce  olmalıdır. Çünkü, siz güreş hakemleri futbol hakemlerine göre daha profesyonelsiniz.  Çünkü Türkiye’de futbolun dünya şampiyonluğu derecesi ne hakem düzeyinde ne de futbolcu düzeyinde yoktur. Ama sizler çok sayıda takım halinde dünya şampiyonlukları, olimpiyat şampiyonluklarını Türkiye’ye getirdiniz.

         Bir başka önemli konu ise; bu sizleri de çok ilgilendiriyor. Bir de “Güreşte Etik Komitesi” olması lazımdır. Her türlü iş ile uğraşan hakemi, antrenörü ve güreşçisiyle bu komitede bulunması lazımdır. Diğer bir önemli konu ise, siz hakemler kendi aranızda sadece eğitim semineri yapmayın, yaptığınız seminerde antrenörler, yöneticiler ve hatta gerekiyorsa sporcuları da çağırın. Böylece kurallar konusunda onlarda sizler kadar bilgi sahibi olmuş olurlar. Bu siz hakemlerin işini kolaylaştırır. Ayrıca, bu seminerlere üniversitelerden ilgili elemanları çağırtmalısınız. Hatta onların olduğu bir heyet ile bu eğitim seminerleri yapmanızda fayda olacağı kanaatini taşımaktayım. Hepinize teşekkür ederim.

 

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN: Arkadaşlar süremiz doldu ama, bir arkadaşımız ısrarla söz istiyor. Buyurun Sayın EFE.

 

Nusret ATİK’in Konuşması: Biraz evvelde bahsedildiği gibi geçmişten bu tarafa bizim gibi hakemlik yapan arkadaşlar bir çok defa saldırıya uğramışlardır. Saldırı yapan sporcuyu polise teslim edip memleketine gönderemiyoruz. Polisler dışarı çıkartsalar bile adam bir yerden içeri girip salona oturuyor ve bizlere küfür veya tahrik etmeye devam edebiliyor.  Bunu hepimiz defalarca görebildik. Bunlara tedbir alamadığımız zaman bir başkası da aynı fiili yapıyor. Benim yeni federasyon başkanımdan istirhamım, bizlerin can güvenliğini sağlasınlar. Hepimizin bazı zamanlar bu yüzden tedirgin olduğumuz bilinmektedir. İnşallah caydırıcı tedbirler veya müeyyideler konulur ve bizlerde rahat ve adil maçlar yönetebiliriz. Teşekkür ediyorum.

 

Ahmet KARSAVURDAN’ın Konuşması: Muhterem büyüklerim, değerli hakem arkadaşlarım; hakemin can güvenliği konusunda bir-iki sözde ben etmek istiyorum. Geçenlerde Ankara TEAŞ’ta maç yönetiyordum. Orada olan ve şu anda burada bulunan hakem arkadaşlarımda o konuyu görmüşlerdi. Benim orada hiçbir suçumun olmadığını, söz konusu kulüp yöneticileri de biliyorlardı. Haklı olduğumu da TEAŞ antrenörleri o anda bile yüzüme söylemişlerdi. Şimdi İller Bankasında güreşen o güreşçi şahsı herkes bilmektedir. Yüzüme haklı olduğumu söyleyen antrenörleri o güreşçiye haksızsın diyemediler. Bunlara kim dur diyecek? Benim ve arkadaşlarımın bu feryadını eski federasyon görmezlikten geldi. Umarım ki yeni federasyon bu ekibin önüne geçer ve hakemlere küfrettirmez. Yeni federasyon başkanımızdan bu konuya dikkat etmesini özellikle istirham ediyorum. Bizler analarımıza küfrettirmek için görev yapmıyoruz.

 

Oturum Başkanı Ender BÜYÜKERŞEN: Can güvenliği konusundaki yetersizliğimizin gözden geçirilmesini istiyor ve oturumu kapatıyorum